Hatta sonuçlar, kafeinli kahvenin belirli hastalarda ritim bozukluğunun tekrar etme riskini azaltabileceğini gösteriyor.
Kahve içen grupta ritim bozukluğu daha az tekrar etti
Araştırmada, atriyal fibrilasyon veya atriyal flutter tanısı alan yetişkinler iki gruba ayrıldı:
- Bir grup günde en az bir fincan kafeinli kahve içmeye devam etti.
- Diğer grup ise kahve ve tüm kafeinli ürünlerden tamamen uzak durdu.
Aylar süren takip sonrası, kahve içenlerde ritim bozukluğunun daha az tekrar ettiği görüldü. Kahve tüketen grupta tekrarlama oranı belirgin şekilde daha düşük çıktı. Bu bulgu, “kafein kalp ritmini bozar” şeklindeki yaygın inanışı yeniden tartışmaya açtı.
“Kahve kalbe zararlıdır” klişesi yeniden masada
Uzmanlar yıllardır ritim bozukluğu yaşayan hastalara kahveden uzak durmalarını öneriyordu. Ancak bu çalışma, kafeinin doğal bir tetikleyici olup olmadığına dair ezberi bozuyor.
Araştırmacılar, kahvenin içindeki antioksidan ve biyolojik aktif bileşenlerin kalpteki elektriksel aktiviteyi dengeleyici bir etkisinin olabileceğini düşünüyor.
Aşırısı yine risk taşıyor
Elbette bu sonuç, sınırsız kahve içilebileceği anlamına gelmiyor.
Uzmanlar uyarıyor:
- Günde bir fincanın üzeri çarpıntıyı artırabilir.
- Kafein hassasiyeti olanlarda taşikardi görülebilir.
- Tansiyon veya başka kalp problemi olanlarda kontrollü tüketim şarttır.
Yani kahve, doğru miktarda tüketildiğinde bazı kalp ritmi sorunlarında olumsuz değil, aksine destekleyici bir etki gösterebilir.
Kimler için faydalı olabilir?
Araştırma özellikle hali hazırda ritim bozukluğu tanısı almış yetişkinleri kapsıyor.
Bu nedenle sonuçlar:
- “Kahve herkes için koruyucudur”
ya da
- “Kafein tüm kalp hastalarında güvenlidir”
şeklinde genellenemez.
Her hastanın durumu farklıdır. Bu yüzden kahve tüketimi mutlaka bireysel değerlendirme gerektirir.
Sonuç: Kahve suçsuz olabilir… ama ölçülü!
Yeni veriler, kahvenin ritim bozukluğu olan bazı kişiler için beklenenden daha güvenli olabileceğini ve hatta tekrar riskini azaltabileceğini gösteriyor.
Yine de en doğru yaklaşım açık:
Kahve bir ilaç değil, bir alışkanlık. Özellikle kalp rahatsızlığı olanların tüketim miktarını doktorla birlikte belirlemesi gerekiyor.
