HUKUK

Sessiz Şiddet Yayılıyor: İşyerlerinde Mobbing Alarmı

Uzmanlar, işyerlerinde giderek artan psikolojik yıldırma davranışlarının çalışan sağlığını ve kurum verimliliğini derinden sarstığını belirterek uyarıyor. “Mobbing bir çatışma değil, sistematik şiddettir. Kayıt tutun, susmayın” çağrısı öne çıkıyor.

Türkiye’de kamu ve özel sektörde çalışanların en sık şikayet ettiği konular arasında yer alan mobbing (psikolojik taciz) yeniden gündemde. Uzmanlara göre mobbing, bir kerelik tartışma ya da fikir ayrılığından ziyade, bir çalışana karşı sistematik, kasıtlı ve uzun süreli yıldırma davranışlarının bütünü olarak tanımlanıyor.

İşyerinde küçük düşürme, dışlama, yok sayma, bilgi paylaşmama, sürekli eleştirme, aşırı kontrol ve keyfi görev değişikliği gibi tutumlar en yaygın örnekler arasında gösteriliyor. Uzmanlar, bu sürecin yalnızca mesleki değil, aynı zamanda psikolojik ve fiziksel sağlık üzerinde de ciddi sonuçlar doğurduğunu vurguluyor. Uzun süreli mobbingin kaygı bozukluğu, depresyon, uyku problemleri, motivasyon kaybı ve işten ayrılmaya kadar uzanan sonuçlara yol açabildiği ifade ediliyor.

Psikolojik travma riski artıyor

Uzmanlar, mobbinge maruz kalan çalışanlarda zamanla travma sonrası stres belirtilerinin görülebildiğine dikkat çekiyor.
Bu belirtiler arasında:

  • sürekli tetikte olma hali

  • yoğun kaygı ve panik ataklar

  • özgüvende belirgin düşüş

  • değersizlik ve suçluluk duyguları

  • odaklanma güçlüğü ve unutkanlık

  • sosyal hayattan geri çekilme

gibi durumların yer aldığı belirtiliyor. Bu sürecin uzun sürmesi halinde, kişinin hem iş yaşamının hem aile ve sosyal ilişkilerinin belirgin biçimde etkilendiği ifade ediliyor.

Uzmanlar, “Mobbing yalnızca bir işyeri sorunu değil, kişinin ruh sağlığını zedeleyen bir travma kaynağıdır” uyarısında bulunuyor.

“En güçlü silah belgelemek”

Mobbingle mücadelede ilk adımın belgeleme olduğuna dikkat çekiliyor. Çalışanların yaşadıkları süreci tarih ve detayları ile not etmeleri, e-posta ve mesaj kayıtlarını saklamaları ve mümkün olduğunda yazılı iletişim kurmaları öneriliyor. “Söz uçar, kayıt kalır” vurgusu yapılarak, belgelerin hukuki ve idari başvurular için kritik önem taşıdığı ifade ediliyor.

Net ve sakin iletişim önerisi

Mobbinge maruz kalan çalışanlara, duygusal tartışmalardan kaçınarak kısa, net ve kayıtlı geri bildirim vermeleri öneriliyor.
“Toplantıya çağrılmamam işimi yapmamı zorlaştırıyor, bilginin paylaşılmasını talep ediyorum” gibi ifadelerin hem durumu görünür kıldığı hem de belge niteliği taşıdığı belirtiliyor.

Kurumsal mekanizmalar harekete geçirilmeli

İnsan kaynakları birimleri, etik hatlar, denetim mekanizmaları ve iş sağlığı güvenliği birimlerinin etkin işletilmesi gerektiği vurgulanıyor. Sendikalar ve meslek örgütleri de çalışanlar için önemli bir başvuru kanalı olarak gösteriliyor. Uzmanlar, kurumların sıfır tolerans politikası benimsemesi, bağımsız başvuru hatları ve eğitimli soruşturma ekipleri oluşturması çağrısında bulunuyor.

Başvuru adresleri açıkça belirtildi

Mobbinge maruz kalan çalışanların, yalnızca kurum içi değil, resmi ve bağımsız mercilere de başvurabilecekleri hatırlatılıyor. Bu kapsamda başvurulabilecek adresler şöyle sıralanıyor:

  • Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK)

  • CİMER üzerinden başvuru ve şikayet mekanizmaları

  • Adli yargı mercileri ve idare mahkemeleri

Uzmanlar, özellikle kamu çalışanlarının çekinmemesi gerektiğini, hak arama yollarının anayasal güvence altında olduğunu hatırlatıyor.

Psikolojik destek bir lüks değil, ihtiyaç

Mobbingin ruh sağlığı üzerindeki etkilerine dikkat çeken uzmanlar, uzun süren gerginlik, uyku ve iştah bozukluğu, işe gitmekten kaçınma gibi belirtiler yaşayan çalışanların profesyonel destek almasının önemini vurguluyor. Bunun bir zayıflık değil, “sağlığı koruma kararı” olduğu ifade ediliyor.

“Mobbing dayanıklılık testi değil, hak ihlalidir”

Uzmanların ortak görüşü, mobbingin bir karakter sınavı ya da kişisel dayanıklılık meselesi değil, açık bir hak ihlali olduğu yönünde. Çalışanlara “yalnız değilsiniz” mesajı verilirken, kurumlara da sağlıklı çalışma iklimi oluşturma sorumluluğu hatırlatılıyor.