Saçkıran (Alopesi Areata) Nedir? Prof. Dr. İlkin Zindancı Toplumda Merak Edilenleri Anlattı
Halk arasında saçkıran olarak bilinen Alopesi Areata, saç ve vücut kıllarında ani ve hızlı dökülmeyle ortaya çıkan, bağışıklık sistemi kaynaklı bir hastalık olarak dikkat çekiyor. Bulaşıcı olmayan bu hastalık; saçlı deriyle birlikte sakal, kaş ve kirpikleri de etkileyebiliyor.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlkin Zindancı, Alopesi Areata hakkında toplumda sıkça sorulan soruları yanıtladı.
“Ağrı Yapmaz Ama Psikolojik Etkisi Büyük Olabilir”
Prof. Dr. Zindancı, hastalığın genellikle ağrı, kaşıntı ya da yanma gibi fiziksel şikâyetlere yol açmadığını vurgulayarak, “Alopesi Areata fiziksel olarak hastayı rahatsız etmez; ancak görünür bölgelerde oluştuğunda sosyal ve psikolojik etkileri belirgin olabilir ve yaşam kalitesini düşürebilir” dedi.
Bağışıklık Sistemi Saç Köklerini Hedef Alıyor
Hastalığın oluşum mekanizmasına değinen Prof. Dr. Zindancı, Alopesi Areata’nın otoimmün bir hastalık olduğunu belirterek şu bilgileri paylaştı:
“Genetik yatkınlığı olan bireylerde bağışıklık sistemi, saç köklerindeki bazı hücreleri yabancı olarak algılar. Kıl kökü çevresinde gelişen bu reaksiyon nedeniyle saç dökülmesi ortaya çıkar. Ancak saç kökü çoğu zaman canlıdır. Bu nedenle dökülme genellikle geçicidir ve tedaviye yanıt alınabilir.”
Her Yaşta Görülebilir, Stres Tetikleyici Olabilir
Alopesi Areata’nın çocukluk çağından ileri yaşlara kadar her dönemde görülebileceğini ifade eden Prof. Dr. Zindancı, kadın ve erkeklerde benzer sıklıkta rastlandığını söyledi. Genetik yatkınlığın önemli olduğunu belirten Zindancı, stresin hastalığı tetikleyebilen faktörlerden biri olduğuna da dikkat çekti.
En Sık Yuvarlak Saç Dökülmeleri Şeklinde Ortaya Çıkıyor
Hastalığın en sık saçlı deride ani gelişen, yuvarlak ya da oval sınırlı saçsız alanlar şeklinde görüldüğünü belirten Prof. Dr. Zindancı, daha nadir formlar hakkında ise şu bilgileri verdi:
“Bazı hastalarda sakal, kaş ve kirpiklerde dökülme görülebilir. Daha ağır olgularda saçların tamamının döküldüğü Alopesi Totalis ya da tüm vücut kıllarının döküldüğü Alopesi Universalis tabloları ortaya çıkabilir. Ayrıca bazı hastalarda tırnaklarda çukurcuklanma, pürüzlenme ve çizgilenme gibi bulgular da görülebilir. Bu bulgular genellikle hastalığın şiddetiyle paraleldir.”
Bazı Otoimmün Hastalıklarla Birlikte Görülebilir
Alopesi Areata’nın, bağışıklık sistemiyle ilişkili bazı hastalıklarla birlikte görülebileceğini belirten Prof. Dr. Zindancı, “Haşimato tiroiditi, çölyak hastalığı, atopik dermatit ve vitiligo gibi hastalıklarla birliktelik biraz daha sık olabilir. Bu nedenle bazı hastalarda tanı sırasında ek tahliller gerekebilir. Ancak bu hastalıkların varlığı, mutlaka Alopesi Areata gelişeceği anlamına gelmez” dedi.
Tedavide Yeni ve Etkili Yöntemler Var
Tedavi sürecine ilişkin de bilgi veren Prof. Dr. Zindancı, hafif olgularda hastalığın kendiliğinden düzelebileceğini ancak erken müdahalenin önemli olduğunu vurguladı:
“Hafif şiddetteki hastalarda bölgesel sürme ilaçlar veya deri altı enjeksiyon tedavileri uygulanabilir. Tedaviye dirençli ya da daha şiddetli olgularda fototerapi eklenebilir. Vitamin eksiklikleri varsa destek tedaviler planlanır. Stres yönetimi tedavinin önemli bir parçasıdır.”
Son yıllarda dermatoimmünoloji alanındaki gelişmeler sayesinde şiddetli ve dirençli Alopesi Areata olgularında oldukça başarılı yeni tedavi seçenekleri bulunduğunu ifade eden Zindancı, tedavinin uzun soluklu olduğunun altını çizdi.
“Alopesi Areata tedavisi sabır gerektirir ve mutlaka hekim kontrolünde yürütülmelidir. Doğru hasta, doğru tedaviyle çok yüz güldürücü sonuçlar almak mümkündür.”
Yorumlar
Trend Haberler
Sağlık Eğitiminde Kıtalararası Model: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
Aşılar Aksayınca Hastalıklar Geri Döndü
Prof. Dr. Cevdet Erdöl’den Sağlık Yönetimine Çağrı
Çocuğunuz İdrarını Tutuyorsa Dikkat: Sessiz Tehlike Böbreğe Uzanıyor
Dr. Mahmut Çevik’ten Balkanlar Vurgusu: TİKA Sağlıkla Gönül Köprüsü Kuruyor
YÖK Başkanı Özvar’dan Yükseköğretimde Net Mesaj: “En Büyük Derdimiz Kaliteyi Artırmak”




