Erkek Kısırlığı Çok Faktörlü Bir Sorun Hâline Geldi
Erkek infertilitesinde son yıllarda yaşanan bilimsel ilerlemeler, tedavinin artık “kişiye özel” bir yaklaşımla ele alınmasını zorunlu kılıyor.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Tuncay Toprak, erkek kısırlığının tek bir nedene indirgenemeyeceğini vurgulayarak, sperm sayısı ve hareketliliği kadar DNA hasarı, hormonal yapı ve çevresel faktörlerin de birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Prof. Dr. Toprak,
“Tedavinin başarısı, hastanın biyolojisine uygun bir planlama yapıldığında anlamlı şekilde artıyor”
dedi.
Hormonal Tedaviler: ABD ve Avrupa Rehberlerinde Öne Çıkan Yaklaşımlar
Klomifen Sitrat (Clomiphene Citrate)
ABD ve Avrupa’da uzun süredir kullanılan Klomifen Sitrat, erkeklerde “off-label” kullanımına rağmen güçlü bilimsel verilerle desteklenen tedaviler arasında yer alıyor.
Bu tedavi:
-
Testosteronun doğal yollarla yükselmesini sağlıyor
-
FSH ve LH hormonlarını artırarak testiste sperm üretimini destekliyor
-
Birçok hastada sperm sayısı ve hareketliliğinde belirgin iyileşme sağlayabiliyor
hCG ve hMG İğne Tedavileri (FDA/EMA Onaylı)
Özellikle hipogonadotropik hipogonadizm tanısı alan erkeklerde uygulanan bu tedaviler, uluslararası kılavuzlara göre birinci basamak yöntem olarak öneriliyor ve sperm üretimini doğrudan uyarıyor.
Aromataz İnhibitörleri
Östrojen fazlalığına bağlı testosteron baskılanmasının görüldüğü hastalarda tercih edilen bu ilaçlar, seçilmiş hasta gruplarında sperm kalitesini artırabiliyor.
Antioksidan Takviyelerde Yeni Bilimsel Kanıtlar
Son yıllarda yapılan çalışmalar, sperm DNA hasarının erkek infertilitesinde kritik bir rol oynadığını ortaya koyuyor. Bu doğrultuda ABD ve Avrupa merkezlerinde bazı antioksidan desteklerin kullanımı yaygınlaştı:
-
Koenzim Q10
-
L-karnitin
-
E vitamini
-
C vitamini
Bu desteklerin sperm hareketliliği ve DNA bütünlüğü üzerinde olumlu etkileri olabileceği belirtilirken, her hastada aynı düzeyde yanıt alınamayabileceği de vurgulanıyor.
Cerrahi Tedavilerde Altın Standart: Mikrocerrahi Varikoselektomi
Varikosel, tedavi edilebilir en önemli erkek infertilitesi nedenlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Güncel mikrocerrahi teknikler sayesinde:
-
Damar yapıları daha net görüntülenebiliyor
-
Testise giden kan akımı düzenleniyor
-
Sperm üretimi destekleniyor
Prof. Dr. Toprak, modern mikrocerrahi yöntemlerle başarı oranlarının son yıllarda belirgin şekilde arttığını ifade ediyor.
Ağır Kısırlık Vakalarında Umut: Mikro-TESE
Azoospermi tanısı alan erkeklerde uygulanan Mikro-TESE, gelişmiş mikroskopik teknikler sayesinde daha önce sperm elde edilemeyen birçok hastada yeni bir umut oluşturuyor.
Bu yöntemle elde edilen spermler, ICSI (mikroenjeksiyon) işleminde kullanılabiliyor.
Yardımcı Üreme Tekniklerinde Standart Yöntem: ICSI
ABD ve Avrupa protokollerine göre erkek faktörlü infertilitede en etkili yardımcı üreme tekniği hâlâ ICSI olarak kabul ediliyor.
Sperm seçiminin daha hassas yapılmasını sağlayan IMSI ve PICSI yöntemleri ise belirli hasta gruplarında embriyo kalitesini artırabiliyor.
Geleceğin Tedavileri: Klinik Araştırmalar Hız Kazandı
Henüz FDA veya EMA tarafından onaylanmış tamamen yeni bir infertilite ilacı bulunmuyor. Ancak bu alandaki araştırmalar hızla devam ediyor. Bilim dünyasının üzerinde yoğunlaştığı başlıca başlıklar şöyle:
-
Retinoik asit yolaklarını düzenleyen ilaç adayları:
Sperm üretimini hücresel düzeyde uyarmayı hedefliyor. -
Sperm DNA hasarını azaltan moleküller:
Kötü embriyo kalitesi ve tekrarlayan düşüklerin azaltılmasında umut vadediyor. -
Testis içinde hücre yenilenmesini artıran biyolojik ajanlar:
Ağır infertilite vakalarında dahi kalıcı iyileşme sağlayabileceği düşünülüyor.
Prof. Dr. Toprak, süreci şu sözlerle özetliyor:
“Önümüzdeki 5–10 yıl erkek infertilitesi alanında ciddi bir bilimsel sıçramaya sahne olacak.”
Prof. Dr. Tuncay Toprak Kimdir?
1985 yılında Samsun Terme’de doğan Prof. Dr. Tuncay Toprak, tıp eğitimi ve uzmanlık sürecinin ardından üroloji alanında özellikle erkek infertilitesi, erkek cinsel sağlığı ve erkek genital estetiği konularına odaklanmıştır.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapan Prof. Dr. Toprak, ABD ve Avrupa’daki güncel tedavi kılavuzlarını yakından takip eden isimler arasında yer almaktadır.




