İyi haber şu ki; basit ama doğru adımlarla kalp krizi riskini önemli ölçüde azaltmak mümkün.
Kalp krizi çoğu zaman “ben sağlıklıyım” diyen insanları yakalıyor. Çünkü yüksek tansiyon, şeker ve kolesterol uzun süre belirti vermeden ilerliyor. Bu yüzden yılda en az bir kez sağlık kontrolü yaptırmak hayati önem taşıyor.
Beslenme alışkanlıkları da kalbi doğrudan etkiliyor. Uzmanlar, hazır gıdalar, fazla tuz, şekerli içecekler ve fast food tüketiminin damarları tıkadığını söylüyor. Bunun yerine zeytinyağı, sebze, meyve, balık ve bakliyat ağırlıklı beslenme öneriliyor. Haftada birkaç gün balık yemek, kalbi koruyan en güçlü doğal desteklerden biri olarak gösteriliyor.
Hareketsizlik de kalp krizlerini artıran önemli bir faktör. Gün boyu masa başında oturmak, kısa mesafelerde bile araç kullanmak kalbi tembelleştiriyor. Oysa her gün 30 dakikalık tempolu yürüyüş, kalp krizi riskini ciddi oranda düşürüyor. Asansör yerine merdiven kullanmak bile fark oluşturuyor.
Sigara ise kalbin en büyük düşmanı. Uzmanlara göre tek bir sigara bile damarları büzerek kalbe giden kan akışını bozuyor. Elektronik sigaranın da masum olmadığı özellikle vurgulanıyor. Sigara bırakıldıktan sonra ilk yıl içinde kalp krizi riski belirgin şekilde azalıyor.
Uyku ve stres de çoğu zaman hafife alınıyor. Günde 6 saatten az uyumak ve sürekli stres altında yaşamak, kalp krizine davetiye çıkarıyor. Uzmanlar, düzenli uyku ve stresle baş etmenin en az ilaçlar kadar önemli olduğunu söylüyor.
Kalp krizi bazı belirtilerle önceden sinyal verebiliyor. Göğüs ortasında baskı veya yanma hissi, sol kola ya da çeneye vuran ağrı, ani nefes darlığı, soğuk terleme ve mide bulantısı bu belirtiler arasında yer alıyor. Bu şikâyetler görüldüğünde vakit kaybetmeden acil yardım istenmesi hayati önem taşıyor.
Uzmanlar uyarıyor: Kalp krizleri kader değil. Sağlıklı beslenme, düzenli hareket, sigaradan uzak durmak ve kontrolleri ihmal etmemek, kalbi korumanın en güçlü yolu.