SAĞLIK

Burger Hastalığında Yeni Tedavi Yaklaşımları: Cerrahi, İlaçlar ve Deneysel Terapiler Yeniden Değerlendiriliyor

Kollardaki ve bacaklardaki damarları tıkayarak ciddi dolaşım bozukluklarına yol açan Burger hastalığında, son yıllarda tedavi seçenekleri önemli ölçüde çeşitlendi. Uluslararası uzmanlar, cerrahi gelişmeler, ilaç tedavileri ve deneysel hücresel uygulamalar sayesinde hastalığın yönetiminde yeni bir döneme girildiğini belirtiyor.

Burger hastalığının temel nedeni olarak kabul edilen sigara kullanımı devam ettiği sürece hiçbir tedavinin kalıcı etki göstermediğini vurgulayan uzmanlar, hastalığın tüm basamaklarında sigara bırakmanın birincil adım olduğunu ifade ediyor. Bununla birlikte, hastalığın ileri evrelerinde uygulanan klasik tedavilere ek olarak yeni yöntemlerin gündeme gelmesi, dolaşımın iyileştirilmesi ve ampütasyon riskinin azaltılması açısından umut verici kabul ediliyor.

Cerrahi tedaviler arasında bypass ve damar rekonstrüksiyonu, uygun anatomiye sahip seçilmiş hastalarda uygulanabiliyor. Bu alan özellikle mikrocerrahi tekniklerin gelişmesiyle yeniden değerlendiriliyor. Endovasküler girişimler de son yıllarda daha fazla gündeme gelmiş durumda. Balon anjiyoplasti, hastalığın damar tutulumuna göre bazı vakalarda kan akımını artırmada etkili olabiliyor ve bu nedenle pek çok ülkede Burger hastalığı yönetiminde sınırlı fakat değerli bir seçenek olarak kullanılıyor.

Uzmanlar, ağrı kontrolü ve mikrosirkülasyonun desteklenmesi amacıyla uygulanan sempatektominin de hastadan hastaya değişen sonuçlar verdiğini, ancak istirahat ağrısının azaltılması konusunda hâlâ önemli bir seçenek olarak değerlendirildiğini belirtiyor. Spinal kord stimülasyonu ise, diğer yöntemlere yanıt vermeyen ileri evre olgularda, özellikle şiddetli ağrının kontrolünde başvurulan yöntemlerden biri olarak literatürde yer almaktadır.

İlaç tedavisi tarafında, damar genişletici etkisi olan prostasiklin türevleri öne çıkmaktadır. Pek çok ülkede Burger hastalığına bağlı iyileşmeyen yara ve şiddetli dolaşım bozukluğu olan hastalarda kullanılan iloprost, tedaviye önemli katkılar sağlamaktadır. Aspirin, cilostazol ve pentoksifilin gibi ilaçlar da kan akışını iyileştirmek amacıyla sık kullanılan destek tedavileri arasındadır. Son yıllarda pulmoner hipertansiyon tedavisinde kullanılan bosentan adlı ilacın, Burger hastalığında dirençli ülserleri olan bazı hastalarda olumlu sonuçlar verdiğine dair bildirilen deneyimler, araştırmacıların bu yönde yeni klinik çalışmalar başlatmasına neden olmaktadır.

Hastalığın tedavisinde en dikkat çekici gelişmeler ise hücresel ve genetik temelli yeni yaklaşımlardır. Birçok araştırma merkezinde, hastanın kendi kemik iliğinden elde edilen hücrelerin etkilenen bölgelere enjekte edilmesiyle yeni damar oluşumunun desteklenmesi amaçlanmaktadır. Bu yöntemle bazı hastalarda yara iyileşmesi ve dolaşımın belirgin şekilde arttığına dair sonuçlar yayınlanmıştır. Benzer şekilde, damar büyümesini teşvik eden genlerin plazmid formunda dokuya verilmesiyle uygulanan gen terapileri de deneysel aşamada umut vadeden bulgular sunmaktadır.

Hastalığın ileri evrelerinde parmaklarda veya ayakta meydana gelen doku kaybının ilerlemesi durumunda sınırlı amputasyonlar kaçınılmaz olabilmektedir. Uzmanlar, bu noktaya gelinmemesi için erken tanı, sigaranın tamamen bırakılması ve yeni tedavi seçeneklerinin zamanında değerlendirilmesinin önemine dikkat çekiyor.

Uluslararası damar cerrahları ve araştırmacılar, Burger hastalığında tedavi seçeneklerinin geçmişe kıyasla belirgin şekilde genişlediğini, özellikle hücresel tedaviler ve gen temelli yöntemlerin gelecek yıllarda hastalığın tedavi yaklaşımını değiştirebileceğini vurguluyor. Buna rağmen, hastalığın seyrini belirleyen en güçlü faktörün hâlâ sigaranın bırakılması olduğu hatırlatılıyor.