Uzmanlar, bu olumlu etkinin köpeklerin günlük yürüyüş ve sosyal etkileşimi artırmasından kaynaklanabileceğini belirtiyor.

Preventive Medicine Reports dergisinde yayımlanan çalışmada, toplum içinde yaşayan yaşlı Japon bireyler uzun yıllar boyunca takip edildi. Araştırma ekibi, katılımcıların evcil hayvan durumları, yaşam alışkanlıkları ve sağlık sonuçlarını birlikte değerlendirerek dikkat çekici sonuçlara ulaştı.

Demansa karşı “tüylü destek”: Etki doğrudan değil, dolaylı

Çalışmanın sonuçlarına göre:
• Köpek sahibi olanlarda engelliliğe neden olan demansın daha az görüldüğü saptandı
• Düzenli egzersiz yapan ve sosyal izolasyondan uzak olan köpek sahiplerinde risk daha da düşüktü
• Kedi sahipliği için aynı koruyucu etki saptanmadı

Araştırmacılar, bu durumun köpeklerin günlük yaşam temposunu değiştirmesiyle bağlantılı olduğunu vurguladı. Köpek sahipleri düzenli olarak dışarı çıkıyor, yürüyüş yapıyor ve çevreleriyle daha fazla iletişim kuruyor. Bilimsel olarak bilinen gerçek ise şu: fiziksel aktivite ve sosyal etkileşim, demans riskini azaltan iki önemli faktör.

“Köpek alan demans olmaz” demek doğru değil

Uzmanlara göre bulgular umut verici olsa da kesin hüküm niteliğinde değil.

Bu araştırma gözlemsel olduğu için doğrudan nedensellik kanıtlamıyor. Yani köpek sahipliği demansı tamamen önlüyor demek bilimsel açıdan doğru değil. Araştırma sadece iki durum arasındaki ilişkiyi gösteriyor.

Sonuç: Daha çok hareket, daha az yalnızlık

Ölümsüzlük Projesi: İnsanlığın gizli dosyası mı, uzak bir masal mı?
Ölümsüzlük Projesi: İnsanlığın gizli dosyası mı, uzak bir masal mı?
İçeriği Görüntüle

Çalışma, yaşlı bireyler için üç önemli mesaj veriyor:
• Günlük hareketi artırmak
• Sosyal izolasyondan uzak durmak
• Rutin ve aktif bir yaşam sürdürmek

Köpekler ise bu süreçte, hareket ve sosyalliğin nazik destekçileri olarak öne çıkıyor. Yani asıl kahraman “sorumlu sahiplik ve aktif yaşam tarzı”.