Tedavi planı mutlaka göz hekimi tarafından bireysel olarak oluşturuluyor.
Keratokonus, korneanın incelip öne doğru sivrileştiği ve buna bağlı olarak görmenin bozulduğu ilerleyici bir göz hastalığı olarak tanımlanıyor. Hastalarda bulanık ve gölgeli görme, ışık saçılması ve gece görme zorlukları sık bildirilen şikayetler arasında yer alıyor. Uzmanlar, hastalığın erken evrede tespit edilmesinin hem görme kalitesini hem de tedavi seçeneklerini doğrudan etkilediğine dikkat çekiyor.
Gözlüklerin çoğu keratokonus hastasında yeterli görme sağlamadığını belirten göz sağlığı uzmanları, bu nedenle özel tasarım kontakt lenslerin önemli bir seçenek haline geldiğini ifade ediyor. Sert gaz geçirgen (RGP) lensler, kornea yüzeyinde daha düzenli bir optik yapı oluşturduğu için birçok hastada görmeyi anlamlı ölçüde iyileştirebiliyor.
Son yıllarda kullanım alanı genişleyen skleral lenslerin ise korneaya temas etmeden gözün beyaz kısmına oturduğu için konfor avantajı sunduğu belirtiliyor. Lens ile kornea arasında sıvı bir tabaka oluşturması sayesinde düzensiz kornea yüzeyinin yarattığı görüntü bozulmaları azaltılabiliyor.
Hibrit lensler de sert merkez ve yumuşak çevre yapısıyla hem netlik hem de konfor hedefleyen bir alternatif olarak değerlendiriliyor. Hangi lens türünün uygun olacağı; hastalığın evresi, kornea yapısı, hastanın yaşı ve günlük yaşam ihtiyaçlarına göre belirleniyor.
Uzmanlar, kontakt lenslerin keratokonusu tedavi etmediğini, ancak görme kalitesini artırmaya yönelik bir yöntem olduğunu özellikle vurguluyor. Hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak amacıyla bazı hastalarda kornea çapraz bağlama (cross-linking) gibi ek tedavi seçenekleri de gündeme gelebiliyor.
Keratokonus hastalarının kendi başına lens denemesi yapmaması, muayene ve ölçümler sonrası göz hekimi ve kontakt lens uyumlaması konusunda deneyimli uzmanlar eşliğinde ilerlemesi öneriliyor. Düzenli kontrol muayenelerinin ihmal edilmemesi, lens hijyeni ve kullanım kurallarına dikkat edilmesi de olası komplikasyonların önlenmesi açısından önem taşıyor.
