Mekanları kalabalık ve cazip göstermek amacıyla uygulandığı ileri sürülen bu sistemde, genç kızların sosyal medya paylaşımları ve canlı yayınlar üzerinden bir tür “reklam aracı” haline getirildiği belirtiliyor.
Haberlerde yer alan bilgilere göre mekan sahipleri, organizatörlerle anlaşarak üniversiteli genç kızlara “ücretsiz eğlence, içecek ve 750–1200 lira arasında ücret” teklif ediyor. Başlangıçta “geceye katılım” şeklinde başlayan süreç, bazı gençlerin zaman içinde bu yapılara daha sık bağlanmasına ve aile bağlarının zayıflamasına kadar uzanabiliyor. Bazı aileler kızlarının kaldıkları yerleri ve telefonlarını değiştirerek adeta gözlerinin önünden kayıp gittiğini ifade ediyor.
Katalog iddiası: 200’den fazla genç kızın bilgisi listelerde
Beyoğlu çevresinde “göstergeci grupları” olarak anılan yapılanmalarda görev aldığı iddia edilen bazı kişilerin, üniversiteli genç kızların bilgilerini tek tek toplayarak katalog haline getirdiği öne sürülüyor. Bu kataloglarda öğrencilerin:
-
kişisel bilgileri
-
okudukları üniversite
-
sisteme kim tarafından yönlendirildikleri
gibi detayların yer aldığı iddia edildi. Söz konusu listelerin eğlence mekanlarına sunulduğu ve “seçim yapılmasına” kadar giden bir ticari alan oluştuğu ileri sürülüyor.
Hedef: kırılgan ve yalnız gençler
İddialara göre organizatörler özellikle:
-
ailesiyle bağı zayıf olan
-
aile içi sorun yaşayan
-
ekonomik sıkıntı çeken
-
yalnız yaşayan apart öğrencileri
üzerinde yoğunlaşıyor. Üniversitelerdeki öğrenci toplulukları ve sosyal medya ilanları aracılığıyla gençlere ulaşıldığı, “hem eğlence hem para” söylemi ile sisteme çekildikleri dile getiriliyor.
Uzmanlara göre risk yalnızca “gece hayatı” değil
Psikolog ve sosyologların değerlendirmelerine göre bu tür yapılar yalnızca bir eğlence faaliyeti değil, gençlerin duygusal, psikolojik ve ekonomik kırılganlıklarının suistimal edilmesi anlamına geliyor. Uzmanlar; bağımlılık, şiddet riski, kaybolma ve suça sürüklenme gibi zincirleme sonuçların ortaya çıkabileceğine dikkat çekiyor.
Devlete açık çağrı: Denetimler sıklaştırılsın
Toplumda artan endişeler üzerine çok sayıda vatandaş, ilgili kurumları göreve çağırıyor:
-
eğlence mekanlarının ruhsat ve faaliyet denetimlerinin artırılması
-
organizatörlük adı altında yürütülen kayıt dışı faaliyetlerin soruşturulması
-
kataloglama ve kişisel veri depolama iddialarının incelenmesi
-
öğrencilerin insan onurunu zedeleyen ticari yapılardan korunması
özellikle talep edilen başlıklar arasında.
Bu süreçte İçişleri Bakanlığı, emniyet birimleri, savcılıklar ve yerel yönetimlerin koordineli denetimleri hayati önem taşıyor. Kayıt dışı yapılanmaların yalnızca “ahlaki değil hukuki bir sorun” olduğu, kişisel verilerin izinsiz toplanması ve olası istismar boyutları nedeniyle çok yönlü soruşturma gerektirdiği ifade ediliyor.
Ailelere güçlü uyarı: Sessiz sinyalleri ciddiye alın
Uzmanlar ailelere şu başlıklarda dikkat çağrısı yapıyor:
-
çocuklarıyla açık iletişim kanallarını canlı tutmaları
-
harcama, yaşam tarzı ve arkadaş çevresindeki ani değişimleri önemsemeleri
-
“ben iyiyim” söylemi altında saklanan yalnızlık ve ekonomik kaygıları fark etmeleri
-
yargılamak yerine konuşmayı ve destek sunmayı öncelemeleri
Özellikle şehir dışında okuyan ve apartlarda yaşayan gençlerin risk altında olabileceği ifade ediliyor.
Üniversitelere sorumluluk çağrısı
Üniversite yönetimlerinin de bu konuda pasif kalmaması gerektiği vurgulanıyor. Rektörlükler ve öğrenci işleri birimlerinin:
-
kampüslerde bilinçlendirme çalışmaları yapması
-
riskli ilan ve organizasyonlara karşı uyarılar yayınlaması
-
öğrencilere psikososyal destek ve danışmanlık kanalları açması
-
yurt ve barınma imkânlarını güçlendirmesi
öneriliyor.
Toplumsal bir koruma kalkanı şart
“Göstergeci” iddiaları yalnızca bireysel bir tercihin ötesinde; gençlerin kırılganlığının ticarileşmesi, onurun metalaştırılması ve örgütlü yapıların devreye girmesi gibi boyutlar içeriyor. Bu nedenle uzmanlar, konunun bir ahlak tartışması değil, doğrudan gençlik, güvenlik ve kamu sağlığı meselesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.





