Yürütülen son araştırmalarda, 33 yaş ve sonrasında doğal yolla doğum yapabilen kadınlarda 90 yaş ve üzerine ulaşma olasılığının bazı gruplarda daha yüksek olabileceği bildirildi. Çalışmalar, bunun doğrudan geç yaşta doğumun etkisi olmayabileceğini, daha yavaş biyolojik yaşlanmanın bir göstergesi olarak değerlendirilebileceğini ortaya koyuyor.
Bilim insanlarına göre ileri yaşlarda doğurganlığın devam etmesi, üreme sisteminin ve genel vücut sağlığının görece daha güçlü olduğunu gösterebilir. Bu durum da uzun yaşamla birlikte görülen genetik ve biyolojik özelliklere işaret ediyor olabilir. Ancak araştırmacılar, geç yaşta doğum yapmanın uzun ömrün nedeni olarak sunulmasının bilimsel açıdan doğru olmadığını özellikle vurguluyor.
Uzmanlar, ileri yaş gebeliklerinde anne ve bebek sağlığı açısından hipertansiyon, diyabet ve gebelik komplikasyonları gibi risklerin artabileceğini hatırlatarak, gebelik planlarının mutlaka hekim değerlendirmesiyle yapılması gerektiğini ifade ediyor. Bu bulguların, “uzun yaşam için geç doğum yapılmalı” şeklinde yorumlanmasının doğru olmadığı, sonuçların yalnızca biyolojik yaşlanma hızına dair ipuçları sunduğu belirtiliyor.
Araştırmaların devam ettiği ve genetik, çevresel faktörler, yaşam tarzı ve sağlık hizmetlerine erişim gibi birçok değişkenin yaşam süresini etkilediği, bu nedenle tek bir değişkene dayalı kesin yargılardan kaçınılması gerektiği ifade ediliyor.
