Yoğun bakım hemşireleri: "Hastaların çoğu ölüm korkusunu yaşıyor"

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde Covid 19 ile mücadelede görev alan hemşireler, pişmanlıklarına ve zorlu tedavilerine tanıklık ettikleri hastaların yaşadıklarını örnek göstererek vatandaşların tedbiri elden bırakmamasını öneriyor.

SAĞLIK 01.04.2021, 12:01 01.04.2021, 12:42
Yoğun bakım hemşireleri: "Hastaların çoğu ölüm korkusunu yaşıyor"

Hemşire Medine Canavar, halsizlik ve boğaz ağrısı belirtilerinin ardından 30 Ekim 2020'de Covid-19 testinin pozitif çıktığını söyledi.

Virüsü ailesine bulaştırmaktan korktuğunu belirten Canavar, "Babam kronik rahatsız olduğundan ona bulaştırmaktan çok korktum. Pozitif çıktığımı öğrendiğimde eve gitmeden 10 gün boyunca otelde kaldım." dedi.

"VİRÜS KAPIP SERVİSE GELEN HASTALAR ÇOK PİŞMANLIK DUYUYOR"

Canavar, görev yaptığı serviste Covid-19 hastalarıyla ilgilendiğini aktarardı: "Oksijen sıkıntısı çeken hastalarımız oluyor. Genç olup da oksijen sıkıntısı çeken çok hastamız oldu. Nefes alamama ve uyuyamama şikayetleri oluyor. Covid hastalarının çoğu ölüm korkusunu yaşıyor. Hele yakınını Covid-19'dan kaybeden hastalarda ölüm korkusu daha çok oluyor. 'Biraz daha dikkatli olsaydım, keşke dışarıya çıkmasaydım.' diyenler de oluyor. Maskesiz dışarıya çıkanlar, el hijyenine gerekli özeni göstermeyenler, Covid-19 virüsünü kapıp servise geldiklerinde çok pişmanlık duyuyor."

"ACİLE GETİREN AİLENİZE REFAKAT EDEMİYORSUNUZ"

Sağlık Hizmetleri Müdürü 29 yıllık hemşire Burçin Danacı, salgın sürecinde tedavi amacıyla hastaneye kaldırılan Covid-19 hastalarının yaşandıkları zorluklara tanıklık ettiklerini dile getirerek, şöyle konuştu:

"Bütün aileniz pozitif olmuş ve karantinada. Anne ve babanız da pozitif ve durumları birdenbire kötüleşiyor. 112 Acil Servis ekibi gelip onları hastaneye getiriyor ama siz evde kalıyorsunuz. Acile getirilen anne ve babanızın solunum sıkıntısı var, genel durumları çok kötü ama siz onların başında gelemiyorsunuz, onlara refakat edemiyorsunuz. Evde kalanlara, karantinada olanlara bu süreç çok zorlu geçiyor. Kendimi de onların yerine koyuyorum ve sürekli ailelere telefonla bilgi ulaştırmaya çalışıyorum. Acil serviste hastaların gözleri bir yakınını arıyor. Bir tanıdık, tutacak bir el arıyorlar. Evden kimse gelemediğinden serviste ihtiyaçlarını karşılamak hemşirelerimize düşüyor."

Danacı, kalabalık kafeleri ve restoranları, maske, mesafe ve hijyen kurallarına uymayanları gördüklerinde üzüldüklerini, herkesin tedbirlere uymasını istediklerini vurguladı.

KİMSE "BANA BİR ŞEY OLMAZ" DEMEMELİ

Covid-19 Yoğun Bakım Servisinde görevli hemşire Sevda Çakar da salgının ilk dönemlerine göre kendilerini daha da geliştirdiklerini anlattı.

Şuuru açık hastalarla paylaşımlarının daha fazla olduğunu aktaran Çakar, "Yeni yoğun bakım ünitemiz camlı. Şuuru açık hastalarla camın arkasından daha rahat iletişim kurabiliyoruz. Oksijen maskesini indirmişse cama tıklayıp, maskeni tak diyoruz. Bir hastama çay ikram etmek istedim. Bir kağıda çay içer misin, şeker atıyor musun diye yazdım. Hastamızın genel durumu kötü değildi. Çay verdiğim hastam ertesi gün basınçlı oksijen cihazına bağlıydı. Ne zaman o hale geldi anlayamadım. O gün son çayını mı içti diye düşünmeye başladım." ifadesini kullandı.

Çakar, hastalığın çok hızlı ilerlemesi sonucu kaybettikleri hastalar olduğunu ve çok üzüldüklerini dile getirdi.

Hemşire Tahir Kaya ise genç yaşta Covid-19'dan yaşamını yitirenlerine de şahitlik ettiklerini, kimsenin "bana bir şey olmaz" diye düşünerek tedbirleri bırakmaması gerektiğini kaydetti.

Yorumlar (0)