İnmenin gençlerde görülme sıklığı arttı

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalının düzenlediği sempozyumda “Rehabilitasyonda Genç İnme” tartışıldı.

ÖZEL HABER 23.05.2021, 16:09
İnmenin gençlerde görülme sıklığı arttı

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadriye Öneş’in başkanlığını üstlendiği sempozyumda inmenin nedenleri, hastalığın çözüm yöntemleri ve hastalığa ilişkin bilimsel veriler üzerinde duruldu.

İNMENİN GENÇLERDE GÖRÜLME SIKLIĞI ARTTI

Genellikle 65 yaş ve üzeri bireylerde görülen inme, son yıllarda gençlerde oldukça sık görülmeye başlandı. İnme, geçtiğimiz son 40 yılda, 45 yaş altında olan genç insanlarda yüzde 30 oranında artış gösterdi. Aynı zamanda inme hastalığı, gelişmiş ülkelerde yaşanan en sık ölüm nedenleri arasında 3. sırada yer alıyor.

19 Mayıs’ta gerçekleşen sempozyumda, hareketsiz hayatın üzerine eklenen kötü beslenmeyle birlikte obezite, sigara kullanımı, şeker ve yüksek tansiyon gibi rahatsızlıklar 30-40 yaşlarında gençlerde inme riskini artıran önemli nedenler olarak sıralandı.

SÜREKLİ EKRAN BAŞINDA OTURARAK HAREKETSİZ KALAN GENÇLER RİSK ALTINDA

Eskiden ‘yaşlıların hastalığı’ olarak görülen inme hastalığının gençlerde de ciddi oranlarda artmaya başladığına işaret eden Prof. Dr. Kadriye Öneş, şunları kaydetti:

“Gündüz masa başı işte, akşam televizyon başında oturma gençlerde inme geçirme olasılığını artırıyor. Genç insanların hatta çocukların daha fazla hareketli olması önemli.  Çocukluk ve gençlik döneminde hareketsizlik devam ettikçe bu tip hastalıklara davetiye çıkarılmış olacaktır.  Çocukluk döneminde beslenmenin doğal kaynaklı mevsimine uygun gıdalar ile yapılması, abur cuburdan uzak durulması, hareket temelli yaşamın sağlanmasının benimsenmesi yetişkin dönemde de sağlıklı yaşamın anahtarı olacaktır. Bu konuda ailelere çok önemli iş düşmektedir.”

SEDANTER YAŞAM TARZI KALICI SAKATLIĞA YOL AÇABİLİR

İnme; baş dönmesi, bilinç bulanıklığı, konuşma ve anlamada güçlük, yürüme güçlüğü, denge ve koordinasyon kaybı gibi belirtilerin yanı sıra vücudun tek tarafında yüz, kol veya bacakta olan his kaybı, kuvvet kaybı gibi semptomlar göstererek ortaya çıkabiliyor.

Fiziksel aktiviteden uzak sedanter hayatın gençlerde görülen inme nedenlerinden olup kalıcı sakatlığa yol açabildiğinin altı çizilen sempozyumda, hastalığın bireyin çevresine etkilerine ilişkin de bilgi paylaşıldı.

Prof. Dr. Öneş, “Kişinin bağımlı olması kişiyi sadece fiziksel olarak değil psikolojik, sosyal ve maddi anlamda da olumsuz etkilemektedir. Hasta dışında, aile, sağlık ve sosyal bakım hizmetleri üzerinde de bu hastalığın önemli etkilerinin olduğu aşikardır” diye belirtti.

İNME HASTALIĞI UZUN BİR FİZİK TEDAVİ SÜRECİ GEREKTİRİYOR

Sempozyumda, inme hastalığında sık karşılaşılan sorunlara da değinildi. Kol ve bacaklardaki güçsüzlük dışında, iskelet sisteminde kemik erimesi, eklem ağrıları, kaslarda tonus artışı, nöropatik ağrılar gibi problemler hastaların uzun bir fizik tedavi ve rehabilitasyon sürecinde takibini ve tedavisini gerektiriyor.

Prof. Dr. Öneş, fizik tedavi ve rehabilitasyonun, kaybedilen aktivitelerin kazanılmasında önemli yer tuttuğunu belirterek, “Fiziksel aktivitelerin geri kazanımı sırasında kas gücünün yerine gelmesi için yapılan tedaviler yanında kemik gücünün artırılması, ağrıların azaltılması tedavinin önemli bileşenleridir” açıklamasında bulundu. Fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemleri ile beyin hasarı görmeyen alanlar yeni görevler üstlenmeyi öğrenebiliyor.

İLK 3-6 AYLIK DÖNEMDE REHABİLİTASYON SÜRECİ BAŞLAMALI

Rehabilitasyon sürecinde birçok hastada oturma, ayakta durma, yürüme aktiviteleri geri kazanılabiliyor. Bu süreçte fizik tedavi modaliteleri, robotik cihazlar ve egzersiz eğitimlerinin önemine vurgu yapılan sempozyumda, fizik tedavi ve rehabilitasyonun inme geçiren hastalarda özellikle ilk 3-6 aylık erken dönemde yapılması gerektiği önemle vurgulandı.

HER GÜN YARIM SAAT YÜRÜYÜŞ ARTAN İNME ORANLARINI AZALTABİLİR

Son yıllarda artan inme oranlarının azaltılması için her gün en az yarım saat yürüyüş yapılması, yüzme, bisiklet, yürüme gibi aktivitelerde kişinin kendisine uygun olanı düzenli olarak yapması sağlıklı yaşamın sürdürülebilir olması adına önerilen aktivitelerden bazıları olarak sıralanıyor.

Taze meyve, sebzelerden zengin zeytinyağı ağırlıklı, balık eti tercihli akdeniz usulü adı verilen beslenme biçimi ile birlikte kilo kontrolüne dikkat etmenin inme ve benzeri birçok hastalığa karşı koruyucu olacağı belirtildi.

Yorumlar (0)