Tarihi gazeteler dijitale aktarılarak korunabilir

Beyazıt Devlet Kütüphanesi Müdürü Ramazan Minder, tarihi gazete nüshalarını korumanın ve geleceğe aktarmanın en avantajlı yönteminin kaynakları dijital ortama taşımak olduğunu söyledi.

KÜLTÜR-SANAT 07.07.2021, 13:30 07.07.2021, 16:14
Tarihi gazeteler dijitale aktarılarak korunabilir

Beyazıt Devlet Kütüphanesi Müdürü Ramazan Minder, Anadolu Ajansı muhabirinin sorularını yanıtladı.

Bazı kütüphanelerdeki tarihi belge niteliği taşıyan gazete nüshalarının ziyaretçiler tarafından tahrip edilmesine ilişkin soruları yanıtlarken, Beyazıt Devlet Kütüphanesi de dahil Türkiye'deki birçok kütüphanenin gazete ve dergi koleksiyonları bulunduğunu ve bu koleksiyonların araştırmacılar tarafından sıklıkla kullanıldığını belirtti.

TELEFONLAR YOKKEN OKUYUCULAR ESERLERE ZARAR VEREBİLİYORDU

Özellikle Osmanlı döneminden aktarılan süreli yayınların daha fazla kullanıldığına değinen Minder, şunları kaydetti:

"Telefonların fotoğraf çekme özelliği olmadığı dönemlerde okuyucuların gazetede istedikleri haberi veya makaleyi jiletle kesip aldıklarına dönemlerde şahit olunuyordu. Fakat son 10-15 yıldır böyle bir şeyle biz de karşılaşmıyoruz. Atatürk Kitaplığı'nda 2019'a kadar görev yaptım. Orada da son 10-15 yıldır böyle bir olayla karşılaşmıyorduk çünkü artık insanlar gazetelerin istedikleri sayfaların görüntülerini cep telefonuyla çekiyorlar veyahut kurumun buna dönük hizmetleri var. Fotokopi makineleri vasıtasıyla çekilip okuyuculara verilebiliyor. Böyle bir sorunla ben burada da karşılaşmadım, Atatürk Kitaplığı'nda da son 10-15 yıldır karşılaşmıyorduk."

Minder, gazetelerin okuyucuya çıkarıldığı salonlarda kamera kontrol sistemleri bulunduğuna değinerek, kamera üzerinden takip edilebilen salonlarda aynı zamanda görevli personelin de bulunduğunu anlattı.

SÜRELİ YAYINLARIN ZARAR GÖRMEMESİ İÇİN DİJİTALE AKTARILMASI GEREKİYOR

Kütüphanelerde aynı gazetenin farklı zamanlarda yüzlerce kez okuyucuya çıktığını dile getiren Minder, şunları söyledi:

"Gazete sayfaları çevriliyor, insanların elleri kirli veya terli olabiliyor, gazete sayfalarını çevirdikçe o gazete sayfaları yırtılıyor, kirleniyor, rutubetleniyor. Bunların tamamının önüne geçebilmek için özellikle Osmanlı döneminin süreli yayınlarının dijital ortama aktarılması gerekiyor. İlaveten Cumhuriyet dönemine geldiğimiz zaman da özellikle 1950'ye kadarki dönemin çok fazla kullanıldığını görüyoruz. O dönemle ilgili haberler, siyasi gelişmeler, yurt içi ve yurt dışı haberler, makalelerle ilgili geniş çaplı araştırmalar yapıldığına şahit oluyoruz. Dolayısıyla bu döneme kadar da en azından Telif Yasası'nın belirlediği 70 yıllık sınıra dikkat ederek bunların da dijital ortama aktarılıp bu şekilde okuyucuya çıkması gerekiyor."

HAKKI TARIK US KOLEKSİYONU DİJİTAL ORTAMA AKTARILACAK

Minder, Atatürk Kitaplığı'nda Osmanlı döneminin süreli yayınları, gazete ve dergileri, Osmanlıca kitaplar, kartpostallar ve haritaların dijital ortama aktarıldığını ve internet üzerinden ücretsiz şekilde okuyucuların hizmetine sunulduğunu kaydederek, Beyazıt Devlet Kütüphanesi'ndeki projelere ilişkin şu bilgileri verdi:

"Hakkı Tarık Us gazete ve dergi koleksiyonlarımızın dijital ortama aktarılmasıyla ilgili olarak İstanbul Kalkınma Ajansına bu yıl geniş kapsamlı bir proje hazırladık. İçerisinde dijital ortama aktarılması, indekslenmesi, kataloglaması, restorasyon gibi hizmetler de olacak. Projenin Eylül ayı gibi sonuçlanmasını bekliyoruz. Bu gerçekleştirildiği zaman biz de burada milyonlarca sayfa dokümanı dijital ortama aktarmış olacağız. Ancak bu şekilde hem gazetelerin orijinallerini koruma imkanına sahip olabiliriz hem de araştırmacılar çok rahat şekilde bu kaynaklara erişebilir."

ARAŞTIRMACILARIN ŞEHİR DIŞINDAN KÜTÜPHANEYE GELMESİNE GEREK KALMAYACAK

Ramazan Minder, bilgi teknolojilerinin çok geliştiğine değinerek, "Bir araştırmacının Erzurum'dan, Rize'den, Van'dan İstanbul'a gelmesi, Osmanlıca gazeteyi, Osmanlıca bir kitabı fotokopi alıp tekrar memleketine dönmesine gerek yok. Bunlar dijital ortama aktarılıp internetten sunduğumuz zaman bütün kütüphaneleri araştırmacıların ofislerine, evlerine götürmüş oluyoruz. Yabancıların da arşivlere erişme imkanı oluyor. Çok daha rahat ve tarihi materyalimizi korumak açısından çok gelişmiş bir sistem." diye konuştu.

"BİZİM GÖREVİMİZ ORİJİNAL KAYNAKLARI KORUMAK, AYNI ZAMANDA OKUYUCULAR İÇİN KULLANILIR HALE GETİRMEK"

Türkiye'de yayımlanan tüm süreli yayınların Beyazıt Devlet Kütüphanesi'ne geldiğini hatırlatan Minder, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bizim birinci görevimiz orijinal kaynakları korumak ve geleceğe aktarmak. Ama korurken sadece bunları depoya kapatıp korumak değil, aynı zamanda bunları okuyucularımız için kullanır hale getirmemiz gerekiyor. En avantajlı yöntem ise kaynakları sayısal, dijital ortama aktarmak ve okuyucunun hizmetine sunmak. Kütüphaneler bunu ne kadar hızlandırabilirse, kaynakları korumamız da kolay olur araştırmacılarımızın kaynaklara erişmesinde ve bilimsel yayınların ortaya çıkmasında büyük hizmet yapmış oluruz."

Minder, Türkiye'deki kütüphanelerin koordinasyonunda da eksiklik olduğuna değinirken, "Aynı gazeteyi, dergiyi birçok kütüphane taramış oluyor. Bu bir emek, milli servetimiz boşa gidiyor, insan kaynaklarımızı boşa kullanmış oluyoruz. Bunu planlamak, kütüphaneler arasındaki koordinasyonu sağlamak lazım. Benim dijital ortama aktardığım bir kaynağı, başka bir kütüphanenin yapmaması, onun yaptığını da benim yapmamam gerekiyor. Kaynakları birleştirip belki bir platformdan insanların, araştırmacıların hizmetine sunmamız işi çok daha kolaylaştırır." dedi.

Yorumlar (0)