Kanuni Sultan Süleyman'ın getirttiği Hacerü'l-Esved taşının parçaları 5 asırdır İstanbul'da

Mimar Sinan'ın ustalık eserlerinden biri olan Sokullu Mehmed Paşa Camisi'nde, İslam dininde kutsal sayılan, cennetten geldiği ifade edilen ve ana parçası Kabe'de yer alan ''Hacerü'l-Esved'' taşının 4 parçası, 5 asırdır yer alıyor.

KÜLTÜR-SANAT 16.04.2021, 15:20 16.04.2021, 15:28
Kanuni Sultan Süleyman'ın getirttiği Hacerü'l-Esved taşının parçaları 5 asırdır İstanbul'da

Müslümanların kutsal mekanı Kabe'nin inşası sırasında Ebu Kubeys Dağı'ndan ulaştırılan ''Hacerü'l-Esved'' taşının parçaları Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman tarafından İstanbul'a getirilmişti.

Sahih hadislerde cennetten bir parça olduğu ifade edilen taştan zaman içerisinde kopan parçalar, Mimar Sinan tarafından ustalık eserlerinden biri olan Sokullu Mehmet Paşa Camisi'ne yerleştirilmişti.

MİMAR SİNAN'IN CAMİİYE YERLEŞTİRDİĞİ PARÇALAR ALTIN ÇERÇEVE İLE KAPLI OLARAK BULUNUYOR

Mimar Sinan, siyah ve parlak olan parçalardan 4'ünü İstanbul Kadırga'da 1571 yılında Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa adına eşi tarafından yaptırılan Sokullu Mehmet Paşa Camisi'ne yerleştirdi.

Altın çerçeve ile kaplı parçalar, caminin giriş kapısı üzerindeki mermer taşların ortasında, mihrabın üst kısmında, minbere giriş kapısının üzerinde ve minber kubbesinin altında bulunuyor.

EN BÜYÜK PARÇA İSE KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN TÜRBESİ'NİN GİRİŞİNDE YER ALIYOR

Hacerü'l-Esved'in Türkiye'deki en büyük parçası ise Süleymaniye Külliyesi içindeki Kanuni Sultan Süleyman Türbesi'nin giriş kapısının üzerindeki saçağın altında yer alıyor.

5 asırdır Sokullu Mehmed Paşa Camisi'nde muhafaza edilen "cennetten" parçaları ziyaret eden herkes görebiliyor.

HACERÜ'L-ESVED TAŞINI HZ. İBRAHİM KÂBE'YE YERLEŞTİRMİŞTİ

Fatih Müftüsü Hüseyin Baş, Kabe-i Muazzama'nın Allah'ın evi olduğunu ve Hz. Adem döneminden sonra Nuh Tufanı ile beraber Kabe'nin yıkıldığını anlattı ve Kabe'nin daha sonra yeniden inşa edildiğini belirtti.

Baş, "Kabe yapıldıktan sonra da tavafın başlanacağı noktaya işaret olması için Hz. İbrahim, oğlu İsmail aleyhisselamdan bir taş getirmesini istedi. İsmail, bir müddet taş aradıktan sonra ilahi bir işaretle Ebu Kubeys Dağı'ndan Hacerü'l-Esved taşını getirmiş ve Hz.İbrahim de onu Kabe'ye yerleştirmiştir." diye aktardı.

Kabe'nin sellerden dolayı bir kez daha yıkıldığını ve cahiliye döneminde yeniden yapıldığını anlatan Baş, sözlerine şöyle devam etti:

"Kabe'nin yeniden inşasından sonra Hacerü'l-Esved taşının önemi nedeniyle kabileler arasında taşı kimin yerine koyacağıyla ilgili tartışma çıktı. Anlaşmazlık üzerine içlerinden birisi 'Şu kapıdan içeriye kim girerse o kişi bize hakemlik yapsın ve bizde onun hakemliği neticesinde onun dediklerini uygulayalım' fikrini ortaya attı. Ortaya atılan bu fikrin kabul görmesinden sonra elbette ilahi bir tevafukla bir müddet sonra Peygamberimiz kapıdan içeriye girdi ve herkes de bu durumdan memnun oldu. Çünkü Efendimiz, güvenilir, doğru ve emin olmasıyla tanınan bir kişi idi. Bu olay henüz kendisine peygamberlik gelmeden önce meydana gelmişti. Peygamber Efendimize durum arz edildikten sonra sırtından cübbesini çıkararak Hacerü’l-Esved taşını üzerine koymuş ve her kabilenin reisine elbisesinin uçlarından tutturarak, Hacerü'l-Esved taşını yerine yerleştirmiştir."

"HACERÜ'L-ESVED TAŞININ 5 PARÇASINI ECDADIMIZ ÜLKEMİZE GETİRMİŞTİR"

Kabe'nin zamanla zarar gördüğünü, Hacerü’l-Esved taşının parçalara ayrıldığını dile getiren Baş, "Bu parçaların da 5 tanesi ecdadımız tarafından ülkemize getirilmiştir. Ayrıca Edirne Yeni Camii'nde bulunan taş, Hacerü'l-Esved taşının parçası değildir. Edirne Yeni Camii'ndeki 'Rükn-ü Yemani' dediğimiz Kabe'nin Yemen'e bakan köşesinden bir parçadır." dedi.

"HACERÜ'L-ESVED KABE'DE TAVAFA BAŞLANACAK NOKTAYI BELİRLER"

Baş, Hacerü'l-Esved taşının İslam alemi için Müslümanların Kabe'de tavafa başlayacakları noktayı belirlemesi açısından önemli olduğunu belirtti.

"Müslümanlar için kutsal olan Hacerü’l-Esved taşına karşı Peygamberimiz ne yaptı ise biz de onun gibi yapmaya çalışırız." diyen Taş, şunları kaydetti:

"Peygamberimiz Hacerü'l-Esved'e elini sürmüş, tavaf yapmadan önce selam vermiştir. Hacerü’l-Esved taşının parçalarının olduğu yerlerde bu hatırayı, Kabe'den bir parçanın burada olduğunu bilerek zikirlerle, tespihlerle gelip ziyaret edebiliriz. Ama Kabe'de yaptıklarımızı burada yapmaya başlarsak o zaman bidat yani dinde yeri olmayan bir uygulama yapmış oluruz. Bizim burada bu taşları selamlamamız, dokunmamız uygun değildir. Ülkemizde bulunan Hacerü'l-Esved taşının parçalarının ve diğer Kutsal Emanetler'in ecdadımız tarafından bizlere bırakılan değerli birer hatıra oldukları bilinciyle hareket ederek onları muhafaza etmeliyiz."

Yorumlar (0)