Karadeniz Bölgesi’nde özellikle Trabzon, Rize, Giresun, Artvin ve Gümüşhane çevresinde bilinen Kalandar geleneği, her yıl 13 Ocak’ı 14 Ocak’a bağlayan gece yaşatılıyor. Halk arasında “eski takvime göre yılbaşı” olarak anılan bu gece, son yıllarda kültür ve tarih çevrelerinde yeniden ilgi görüyor.
Araştırmacılara göre Kalandar, yalnızca Karadeniz’e özgü bir gelenek değil; Jülyen takvimine dayalı eski yılbaşı anlayışının farklı coğrafyalarda aldığı yerel biçimlerden biri.
Takvim Değişti, Gelenek Kaldı
Kalandar’ın kökeni, Osmanlı’da ve daha önce kullanılan Jülyen (Rumi) takvime dayanıyor. Bu takvime göre yeni yıl, bugünkü takvimle 13–14 Ocak gecesine denk geliyor. Takvimler değişse de halk belleğinde bu tarih, “yeni bir başlangıç” olarak yaşamaya devam etti.
Benzer tarihlerde Balkanlar ve Doğu Avrupa’da “Eski Yılbaşı”, Gürcistan’da “Kalanda”, Yunanistan’da ise “Kalanda şarkıları” adıyla farklı ritüeller yaşatılıyor. Kültür tarihçileri bu benzerliği, ortak takvim ve mevsim döngüsünün doğal sonucu olarak değerlendiriyor.
Karadeniz’e Özgü Renkler
Karadeniz’de Kalandar gecesinin en bilinen ritüeli, çocukların kapı kapı dolaşarak mani söylemesi ve evlerden küçük ikramlar toplaması. Bu gelenek, hem bereket hem de paylaşma kültürünü simgeliyor. Bazı yörelerde eve ilk giren kişinin uğurlu olması, sofraların dolu tutulması ve küslüklerin sona erdirilmesi de Kalandar’ın anlam dünyasında yer alıyor.
Bu yönüyle Kalandar, yalnızca bir eğlence değil; toplumsal dayanışmayı güçlendiren bir kültür pratiği olarak görülüyor.
Farklı Kültürlerde Benzer Anlamlar
Gürcistan’da eski yılbaşıyla birlikte evlere bereket getirdiğine inanılan semboller kullanılırken, Balkanlar’da ateşler yakılıyor, Yunanistan’da ise çocuklar yılbaşı arifesinde kapı kapı dolaşarak şarkılar söylüyor. Farklı adlar ve ritüeller olsa da ortak tema değişmiyor:
Yeni yıla umutla girme, bereket dileme ve topluluk bağlarını güçlendirme.
“Bir Kültürün Değil, Bir Coğrafyanın Geleneği”
Uzmanlara göre Kalandar’ı tek bir etnik ya da dini kökene indirgemek, geleneğin ruhunu eksik okumak anlamına geliyor. Kalandar; Anadolu, Karadeniz ve Kafkasya hattında yüzyıllar boyunca birlikte yaşamanın ürettiği ortak bir kültür mirası olarak tanımlanıyor.
Bugün köylerde, mahallelerde ve kültürel etkinliklerde yeniden canlandırılan Kalandar, geçmişle bugünü buluşturan sessiz ama güçlü bir hafıza olarak varlığını sürdürüyor.