Kısa tarihçe: Gülhane’nin kökleri
Gülhane’nin temelleri, 30 Aralık 1898 yılında kurulan Gülhane Seririyat Hastanesi ve Tatbikat Mektebi ile atıldı. II. Abdülhamid döneminde modern tıp eğitimini güçlendirmek amacıyla kurulan bu yapı, kısa sürede yalnızca bir hastane değil, bir okul, bir laboratuvar ve bir öncü merkez haline geldi.

Balkan Savaşları, Çanakkale ve Birinci Dünya Savaşı yıllarında cephe hattında ve sahra hastanelerinde görev alan Gülhane mensupları, Türk tıp tarihine fedakarlıklarıyla iz bıraktı. Cumhuriyet döneminde yeniden yapılandırılan Gülhane, eğitim, araştırma ve sağlık hizmetini birlikte yürüten kurumsal kimliğiyle askerî ve sivil tıp hayatının merkezinde yer aldı.
15 Temmuz sonrası yeni dönem: Eğitim misyonu SBÜ’ye emanet
15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi sonrasında Gülhane’nin eğitim-öğretim misyonu Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne devredildi. Böylece Gülhane’nin asırlık bilgi birikimi, Sağlık Bilimleri Üniversitesi çatısı altında kurumsal bir yapıya kavuştu.
Bu süreçle birlikte Gülhane’nin mirası yalnızca korunmadı, aynı zamanda yeni fakülteler, araştırma merkezleri, uluslararası programlar ve güçlü akademik kadrolarla daha ileri bir aşamaya taşındı. SBÜ, Gülhane markasının temsil ettiği değerleri yaşatarak nitelikli hekimler yetiştirmeyi, yenilikçi araştırmalar üretmeyi ve sağlık sistemine yüksek katma değer sağlamayı stratejik hedef olarak benimsedi.
Günümüzde Gülhane
Bugün Gülhane; modern fakülteleri, klinikleri, ileri teknoloji altyapısı, araştırma odaklı yaklaşımı ve geniş sağlık hizmet ağıyla, Türkiye’nin ve bölgenin en önemli sağlık eğitimi ve hizmet sunumu merkezlerinden biri olmayı sürdürüyor. Eğitimle hizmeti, bilimle sahayı aynı potada buluşturan yapısıyla yeni sağlık profesyonellerine güçlü bir ufuk açıyor.

Rektör Prof. Dr. Kemalettin Aydın’dan 127. yıl mesajı
Rektör Prof. Dr. Kemalettin Aydın, 127. yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı mesajında şu ifadeleri kullandı:
“30 Aralık 1898’de Gülhane’nin temellerini teşkil eden Gülhane Seririyat Hastanesi’nin kuruluş yıl dönümünde, bu müstesna eserin banisi II. Abdülhamid Han’ı ve emeği geçen bütün ecdadımızı rahmet, minnet ve hürmetle yâd ediyorum. Bu kutlu yolculuğu Cumhuriyetin ilanıyla birlikte bilim ve aklın rehberliğinde daha ileri noktalara taşıyan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını da şükranla anıyorum.
Asırlar ötesinden bize emanet edilen bu müstesna mirası daha da güçlendirme imkanı veren, sağlık ve eğitim vizyonuyla her zaman öncülük eden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, yükseköğretim alanındaki destek ve rehberliği için Yükseköğretim Kurulu Başkanımız Prof. Dr. Erol Özvar’a teşekkürlerimi arz ediyorum.
Gülhane, yalnızca bir kurumun adı değil; vefa, fedakarlık ve millete adanmışlıkla örülen büyük bir mekteptir. 127 yıldır bu ocaktan yetişen hekimlerimiz ve sağlık mensuplarımız, en zor zamanlarda dahi insanı merkeze alan bir vicdanla görev yapmış, cepheden sahra hastanesine, kliniğinden laboratuvarına kadar her yerde bu ruhu yaşatmıştır.
15 Temmuz sonrasında Gülhane’nin eğitim misyonunun Sağlık Bilimleri Üniversitesine devredilmesiyle birlikte bu köklü miras bize emanet edilmiştir. Bu emaneti yalnızca muhafaza etmekle yetinmiyor, daha da geliştirerek, ulusal ve uluslararası ölçekte güçlendirerek geleceğe taşıyoruz.
Bu büyük mirasın inşasında emeği geçen ecdadımızı rahmetle, Gülhane sancağını bugün de onurla taşıyan mensuplarımızı muhabbet ve takdirle selamlıyorum. Rabbim bu kutlu ocağın ışığını daim kılsın.”



