Kamuoyunda yankı uyandıran tartışmaların ardından birçok isim, “vatan için bedel ödemiş komutanların hedef haline getirilmesinin kabul edilemez” olduğu görüşünde birleşti.
Tümgeneral Alâ’nın, yıllardır geçirdiği çok sayıda ameliyata rağmen görev ve hizmet bilincinden vazgeçmeyen bir isim olduğu vurgulanırken, hakkında ortaya atılan iddiaların kişisel husumet ve hesaplaşma görüntüsü verdiğine dikkat çekiliyor. Özellikle sosyal medya üzerinden yürütülen tartışmaların, kurumları ve kişileri yıpratmayı amaçlayan bir algı operasyonuna dönüştüğü ifade ediliyor.
“Bedel ödeyenler hedef seçiliyor” eleştirisi
Gazi kimliğiyle tanınan Tümgeneral Davut Alâ’ya yönelik söylemler, pek çok çevrede rahatsızlık oluşturdu. Alâ’nın 15 Temmuz gecesi ağır yaralanmasına rağmen darbecilere karşı direnişini sürdürdüğü hatırlatılarak, bu tür isimlerin itibarsızlaştırılmaya çalışılmasının toplum vicdanında derin yaralar açtığı belirtiliyor.
Eleştirilerde, kamuoyunda yürütülen tartışmaların bir kısmının bilgi ve belgeye dayanmadığı, kişisel kanaat ve yargılar üzerinden büyütüldüğü vurgulanıyor. Bu tür kampanyaların hem Türk Silahlı Kuvvetleri personeline hem de gazilere yönelik saygı iklimini zedelediğine dikkat çekiliyor.
“Devletin ve milletin ortak değeri”
Gazi Tümgeneral Davut Alâ’nın yalnızca bir asker değil, aynı zamanda 15 Temmuz’un simge isimlerinden biri olduğu ifade edilerek şu görüşler öne çıkıyor:
• Gazilere yönelik itibarsızlaştırma girişimleri toplumsal barışı yaralar
• Kişisel hesaplaşmalar üzerinden kamuoyu yönlendirilemez
• Milli irade için bedel ödeyenler korunması gereken ortak değerlerdir
Yetkili çevreler, iddialar üzerinden yürütülen tartışmalarda sağduyu çağrısı yapıyor ve kişilerin onur ve haysiyetini hedef alan söylemlerden kaçınılması gerektiğini vurguluyor.
“Toplumsal sorumluluk ve insaf çağrısı”
Tartışmalar, yalnızca bir kişiye yöneltilmiş eleştiriler olarak görülmüyor; aynı zamanda gazilik onuruna yönelik bir sınama olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle kamuoyunda “vatan evlatları kişisel saplantıların ve öfke hesaplarının kurbanı edilemez” düşüncesi giderek güç kazanıyor.
Tümgeneral Davut Alâ’nın sağlık sorunlarına rağmen mücadele azmini koruduğu ve yıllardır süren tedavilerine karşın kamu görevine bağlılığını sürdürdüğü biliniyor. Bu nedenle, toplumsal hafızada yer etmiş isimlerin tartışmalarda daha dikkatli ve saygılı biçimde anılması gerektiği hatırlatılıyor.
