Rektör Prof. Dr. Kemalettin Aydın: Üniversitemizin dünyada eşi benzeri yok

Türkiye’nin sağlık temalı ilk devlet üniversitesi olan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemalettin Aydın’la üniversitenin yurt içi ve yurtdışında yürüttüğü eğitim faaliyetlerini ve üniversitenin hedeflerini konuştuk.

EĞİTİM 22.01.2024, 08:35 Ahmet Balcı
Rektör Prof. Dr. Kemalettin Aydın: Üniversitemizin dünyada eşi benzeri yok

Hocam, Sağlık Bilimleri Üniversitesi bünyesinde 11 Tıp Fakültesi, 2 Eczacılık Fakültesi, 2 Diş Hekimliği Fakültesi var. Dünyada eşi benzeri olmayan devasa bir sistemler bütünü. Üniversitenizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Öncelikle Sultan Abdulhamid Han’ın kıymetli mirası Mekteb-i Tıbbıye-i Şahane’nin yeniden hayat bulması adına kurulan üniversitemizin şerefli yolculuğunun başladığı 6 Kasım 1903 yılından bugüne banimiz II. Abdülhamid Han başta olmak üzere, kuruluş amacımızın ifa ve ihyası için taş üstüne taş koymuş tüm emek ve emel sahibi mihmandarlarımıza ve halihazırdaki yol arkadaşlarımıza ve tabii ki bizlerin ufkunu genişleten Sayın Cumhurbaşkanımıza ve üniversitemizin kuruluşundan bugünlere gelmesinde büyük emekleri olan kurucu Rektörümüz Prof. Dr. Cevdet Erdöl Hocamıza sonsuz şükran ve minnet duygularımı sunarken, aldığımız bayrağı hak ettiği yere taşımak adına onurla ve canla başla mücadele ettiğimizi, edeceğimizi saygı ve muhabbetle ifade etmek isterim.
Evet üniversitemiz dünyada eşi benzeri olmayan bir yapı. 


Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane Külliyemizde, Tıp, Uluslararası Tıp, Diş Hekimliği, Eczacılık, Hemşirelik, Sağlık Bilimleri ve Yaşam Bilimleri Fakülteleri, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Sağlık ve Spor Bilimleri Enstitüleriyle eğitim faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
15 Temmuz 2016'daki hain darbe girişiminin ardından Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nin (GATA), eğitim faaliyetlerinin üniversitemize devredilmesinin ardından Tıp, Diş Hekimliği, Eczacılık, Hemşirelik, Sağlık Bilimleri Fakülteleri, Sağlık Meslek Yüksekokulu, Sağlık Bilimleri ve Savunma Sağlık Bilimleri Enstitüleri ile Gülhane misyonunu da üzerimize alarak yarınlara daha güçlü ve emin adımlarla yürümekteyiz.
Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarımız ve dost ülkelerimizin askeri sağlık profesyoneli ihtiyaçlarını karşılamak üzere Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane ve Gülhane Külliyelerimizde askeri öğrenci yetiştirmeye devam ediyoruz.
Ayrıca Adana, Erzurum, Bursa, Kayseri, İzmir, Trabzon Tıp Fakültelerimizde de eğitim faaliyetlerimizi yürütüyoruz.
Hizmet alanını insanlığın tamamıyla ifade etmiş, en zor zamanlarda dahi yardım düsturunu asla mazlum ve ihtiyaç sahibi coğrafyalardan eksik etmemiş 2. Abdülhamid Han'ın Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’ye yüklediği “gönül coğrafyamıza sağlık profesyoneli yetiştirme” misyonunun gereği olarak kadim medeniyetimizin ata toprakları, ilim, irfan ve hikmet ehlinin diyarı Buhara'da da Tıp Fakültesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu; Taşkent’te Hemşirelik Fakültesi;  Somali’de Sağlık Bilimleri Fakültesi; Sudan Nyala’da Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu ve Suriye’de Çobanbey Tıp Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nu açtık ve buralarda eğitim faaliyetlerimiz başarıyla devam etmektedir. Bu Fakülte ve Yüksekokullarımızda eğitim dili Türkçe olup Buhara’da, Somali’de ve Sudan’da mezun verdik.
Ayrıca Bangsamoro’da Sağlık Bilimleri Fakültesi kurulmasına yönelik Cumhurbaşkanlığı kararı, Resmi Gazete’de yayınlandı. En kısa sürede orada da fakültemizi kurup oradaki kardeşlerimizin hizmetine sunacağız.
Bugüne kadar Sudan sağlık sistemine 65, Somali sağlık sistemine 165, Özbekistan sağlık sistemine 130, Suriye sağlık sistemine 7 mezun kazandırdık.
Şu anda da yurtdışı eğitim birimlerimizde 1988 öğrenciye eğitim veriyoruz.
Üniversitemizde, başka hiçbir üniversitede olmayan Tıbbi Kimyasal Biyolojik Radyolojik ve Nükleer Savunma Anabilim Dalı bulunmakta olup çalışma konuları kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer (KBRN) harp maddelerinin etki mekanizmaları, KBRN ajanlarının tespit ve teşhisi, KBRN ajanlarının tanı ve tedavisi, KBRN ajanlarından korunma ve dekontaminasyon yaklaşımları, tıbbi KBRN müdahalesidir. 

Hava ve Uzay Hekimliği ABD Başkanlığımız bünyesinde havacılık ortamında karşılaşılan hipoksi ve hiperventilasyon, barotravma, dekompresyon (vurgun) hastalığı, spatial disorientation (uçucu vertigosu), durum muhakemesi kaybı, akselerasyon (g) kuvvetleri, kozmik radyasyon, oksijen sistemleri ve kabin basınçlaması, hareket hastalığı, jet-lag, shift-lag, uzay fizyolojisi, kozmik radyasyon, havacılıkta gürültü, titreşim ve termal stresler, havacılıkta insan psikolojisi ve havacılıkta ilaç kullanımı gibi askeri ve sivil havacılıkta pilot ve diğer uçucu faktörleri, ekip kaynakları yönetimi (crew resource management-crm), havacılıkta yorgunluk, havacılık personelin fizyolojisine olumsuz etki eden faktörleri araştıran ve bunlara karşı koruyucu tedbirler geliştiren, ayrıca hiperbarik oksijen tedavisi uygulama yetkisine sahip bir uzmanlık eğitimleri yürütülmektedir.

Üniversitemiz ve Sağlık Bakanlığımız arasında yaptığımız afiliasyon protokolü gereği 65’ten fazla eğitim ve araştırma hastanemizde 12000’den fazla asistan hekimin uzmanlık eğitimlerini vermekteyiz.
Aynı şekilde Somali Mogadişu Recep Tayyip Erdoğan Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Sudan Nyala Türkiye Eğitim ve Araştırma Hastanesi de uzmanlık eğitimi verdiğimiz hastaneler arasında yer almaktadır.

Sabiha Gökçen Havalimanı'nın yanında üniversitemize tahsis edilen teknopark alanında da Türkiye'nin ilk sağlık temalı teknoparkını kurduk. Teknoparkta, ilaç ve sağlık harcamaları alanında ithalatı azaltıp yerli üretimi teşvik etmeye yönelik teknolojik çalışmalar yapıyoruz. Temel hedefimiz, ülkemizin uluslararası arenada rekabet gücünü artıracak teknolojileri geliştiren ve üreten firmalara, araştırmacılara ve akademisyenlere Ar-Ge çalışmalarını yürütebilecekleri ortam ve desteği sağlayarak kendi ilacını üretebilen, kendi aşısını yapabilen ve kendi tıbbi teknolojilerini üretebilen bir Türkiye sürecini hızlandırmaktır.
Türkiye’nin ilk sanatoryumu olarak 1921 yılında hizmet vermeye başlayan tarihi Validebağ Çocuk Prevantoryumu’nda deneysel tıp alanında araştırma ve uygulama faaliyetlerini gerçekleştirmek amacıyla 2020 yılında kurduğumuz Sağlık Bilimleri Üniversitesi Validebağ Araştırma Parkımızda kanser çalışmaları, aşı çalışmaları, insan genom araştırmaları, hastalık tanı ve erken teşhis metotları, doku mühendisliği araştırmaları, mikrobiyota testleri, ilaç analizleri, ilaç aktif madde sentezi, biyomalzeme çalışmaları, biyosensör çalışmaları, nanobiyoteknoloji, protein tanılama araştırmaları, moleküler biyoloji ve genetik çalışmaları yürütmekteyiz.
Araştırma parkı bünyesinde elektron mikroskopisinden, hücre kültürüne, biyomalzeme sentez ve karakterizasyonundan moleküler biyoloji alanındaki birçok çalışmaya imkân sunabilecek geniş bir alt yapı mevcuttur. Halihazırda, Validebağ Araştırma Parkı’nda farklı disiplinlerde hizmet sağlayan toplamda 27 tane laboratuvar bulunmaktadır. Zengin altyapısına ilaveten yetişmiş doktoralı personeli ile Validebağ Araştırma Parkı öncelikli olarak tıp alanında yapılacak olan deneysel çalışmalara hizmet verecek kabiliyettedir. Özellikle doku analizleri, vücut sıvılarından yapılacak elementel analizler, hastalık ilişkili mikrobiyota analizleri ve kanser ilişkili ilaç tarama alanlarında Validebağ Araştırma Parkı’nda aktif olarak araştırmalar devam etmektedir. 

Gülhane'de faaliyet gösteren Medikal Tasarım ve Üretim Araştırma ve Uygulama Merkezimizde (METÜM) kafatası, göğüs, çene, omurga ve yüz gibi bölgelerde kaza, silahla yaralanma ya da doğumsal nedenlerle kaybedilen, olmayan organları aslına bire bir uygun üreterek hastanın vücuduna yerleştirilebiliyoruz. Merkezimiz, kamuda medikal anlamda tasarımdan üretime hizmet eden ve sertifika üretimleri yapan tek merkezdir.
Üniversitemizin yapısını ve başka üniversitelerde olmayan uygulamalarını anlatmaya sayfalarınız yetmeyebilir bu nedenle özet geçtim.

Hocam Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin sağlıkta dönüşüm sürecine katkılarından bahsetmek ister misiniz?
Bu soru için teşekkür ederim.
Sağlıkta dönüşüm süreci devasa hastaneler yapıp içerisini modern cihazlarla donatmak değildir. Sürecin en önemli ayağı kaliteli sağlık profesyoneli yetiştirmek ve bunları bu hastanelerde tutabilmektir.
Biz öncelikle sadece sağlık profesyoneli yetiştiren bir üniversiteyiz. 2015 yılında kurulmamıza rağmen ülkemizin sağlık sistemine 15.775 sağlık profesyoneli kazandırdık. Sadece ülkemize değil dünyaya sağlık profesyoneli yetiştiriyoruz, bu zaten asli misyonumuz.

Üniversitemiz ve Sağlık Bakanlığımız arasında yaptığımız afiliasyon protokolü gereği 65’ten fazla eğitim ve araştırma hastanemizde 12000’den fazla asistan hekimin uzmanlık eğitimlerini veriyoruz. Hastanelerde görev yapan hocalarımız ülkemizin en iyi hocaları ve dolayısıyla asistanlarımız Türkiye’nin en iyi hocalarından eğitim alıyorlar.
Üniversitemiz kurulmadan önce Sağlık Bakanlığı’na bağlı Eğitim Araştırma Hastaneleri’nde akademik kadro imkânı yoktu ve bizimle birlikte artık hastalarımız aynı zamanda doçentlerden, profesörlerden sağlık hizmet sunumu alıyorlar.
Şöyle özetleyebilirim. Sağlık Bilimleri Üniversitemizin Sağlık Bakanlığımızla afiliasyon protokolü öncesi hastalarımızın doçent ve profesörlerden aldığı sağlık hizmeti sunumu %3-4 iken bu oran şimdi %45 bandındadır. 

Aynı şekilde kamu hastanelerinde 2015 öncesi akademik kariyer yapma ve bunu özlük haklarında kullanma imkânı yoktu. Hocalarımız özel üniversitelere gidip akademik ünvan alıyorlardı, zaman ve hizmet kayıpları oluyordu. Bu unvanları alıp kamuya dönseler dahi özlük haklarına bir etkisi olmuyordu. Sağlık Bakanlığı’na bağlı afiliye olduğumuz hastanelerde bu sorun bizimle birlikte bitmiş oldu. Artık hocalarımıza hayalini kurdukları akademik unvanlarını kazandırdık kazandırmaya da devam edeceğiz.


 
Hocam bu kadar büyük bir yapıyı yönetmek zor olmuyor mu?
Şüphe yok ki her güçlükle beraber bir de kolaylık vardır.

Hocam şu an kaç öğrenciniz var?
Bir öğrencimiz var. Biz bir öğrenci bir üniversite, bir üniversite bir öğrenci mottosuyla çalışıyoruz.
Öğrenci sayımızla ilgilenmeden, öğrencilerimizin gayrisafi mutluluk hasılasını yükseltmek için çalışıyoruz.

Hocam yapınızın büyüklüğü ve çok sayıda il ve ülkede olması eğitim kalitenizi ve standartlarınızı olumsuz etkilemiyor mu?
Şimdi burada ben eğitim kalitemiz “şöyle iyi, böyle iyi” desem üniversitenin rektörü olarak taraflı gözükebilirim.
Bunun için bağımsız uluslararası değerlendirme kurumlarının verilerine bakmak lazım.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi dünya üniversitelerinin akademik başarısını sıralayan Şangay Klasmanı (ShangaiRanking) 2023 sıralamasında dünyada 601-700 bandında yer alırken Türkiye sıralamasında en iyi ikinci üniversite olmuştur.
Hollanda’nın Leiden Üniversitesi’ne bağlı Bilim ve Teknoloji Çalışmaları Merkezi (CWTS) 2023 yılı sıralamasına göre de Biyomedikal ve Sağlık Alanında dünya sıralamasında 141'inci, Türkiye’de ise 1'inci olmuştur. Bu iki üniversite derecelendirme kuruluşu da YÖK tarafından akredite kuruluşlardır.
Üniversitemiz Türkiye Yüksek Öğretim Kurumu’na (YÖK) bağlı üniversiteler arasında öğretim elemanı başına düşen ulusal hakemli dergilerde yayımlanmış yayın sayısı sıralamasında birinci sırada konumlanmıştır. 
Aynı şekilde ulusal yayınlara atıf sayısının en yüksek olduğu üniversiteler sıralamasında birinci;
Kişi başı elektrik enerjisi tüketiminin en düşük olduğu üniversiteler (kW-saat) sıralamasında birinci;
Endeksli dergi ve kitaplarda öğretim elemanı başına düşen yayımlanmış yayın sayısı en yüksek devlet üniversiteleri sıralamasında ikinci;
ARWU dünya sıralamasında en başarılı olan üniversiteler sıralamasında ikinci;
Normal öğrenim süresi içinde eğitimi tamamlama oranının en yüksek olduğu devlet üniversiteleri sıralamasında ikinci;
İstihdam edilen araştırmacı sayısının en yüksek olduğu devlet üniversiteleri sıralamasında dördüncü olma başarısı göstermiştir.
Bu başarı geçmişiyle geleceğe yürüyen büyük bir birikimin ürünüdür. Bu başarı aile ruhu ile birbirine kenetlenmiş asil ve azimli kadromuzun başarısıdır. Bu bir başlangıç ve biz hedeflerimize çok yakınız. Tüm kadrolarıyla ilim ve bilim yolunda hadimiyete adanmış üniversitemizin elde ettiği başarılardan onur ve gurur duymaktayım. Emeği geçen akademik ve idari mesai arkadaşlarım başta olmak üzere herkese teşekkür ediyorum. Daimiyet ve kaimiyet ile çalışmalarımız ve başarılarımız devam edecektir.

Sanırım bu veriler eğitim kalitemizin anlaşılabilmesi için yeterlidir.

Hocam üniversiteniz sivil sağlık eğitiminin yanı sıra askeri sağlık eğitimi de veriyor. Bu durum, öğrencilerde üniversitenin askeri mi sivil mi olduğuna dair bir kafa karışıklığına sebebiyet verebiliyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Sağlık Bilimleri Üniversitesi, teorik anlamda İstanbul Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi gibi sivil nitelikte bir üniversitedir.
15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi sonrasında Gülhane Tıp Akademisi’nin (GATA), 669 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Üniversitemize devredilmesi münasebetiyle Millî Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın sağlık profesyoneli ihtiyacını da karşılamaktayız. 
125 yıllık şerefli geçmişi olan Gülhane, aziz milletimizin milli hafızası, marka değeri ve gurur kaynağıdır. 125 yıldır cennet vatanımızın her köşesinde güvenlik güçlerimize ve yüce milletimize hizmet sunmuş bu kurumu Sağlık Bilimleri Üniversitemizin imkânları ve hizmet kalitesiyle daha ileriye taşıdık, taşıyoruz.
Tercih konusuna gelince. Adaylar tercih yaparken ilgili sütunlarda Milli Savunma veya İçişleri Bakanlığı nam ve hesabına yazmayan tüm fakülte ve bölümler sivil öğrenci statüsünde eğitim görmektedirler. Bugüne kadar da MSB nam ve hesabına 366, İçişleri Bakanlığı nam ve hesabına da 82 mezun vererek ordumuza teslim ettik.
Askeri öğrenci sayımız, toplam öğrenci sayısının yüzde 4,12sidir.

Hocam mezunlarınızı nasıl bir çalışma hayatı bekliyor?
Sağlık sektörü işsizliğin en az olduğu sektörler arasında yer alıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan alınan istihdam verileri ile Yükseköğretim Kurumu'ndan alınan mezun bilgileri analiz edilerek Türkiye'de 'en çok aranan' ve 'en kolay iş bulan' meslekler açıklandı.
Birinci sırada tıp fakültesi mezunları yer alıyor.
Tıp fakültesi mezunlarının kamuda iş bulma oranı yüzde 100 olarak çarpıcı bir yer tutmakta. Mezuniyet sonrası altı aylık dönemde tıp fakültesi mezunlarının iş bulma olasılıkları ise yüzde 91,5.

İkinci sırada ise eczacılık mezunları yer alıyor. Mezuniyet sonrası iş bulma olasılıkları ise azımsanmayacak düzeyde yüzde 67,9 olarak ifade edilmiş. Üçüncü sırada ise odyoloji geliyor. İşitme ve denge üzerine uzmanlaşılan bu branştan mezun olanların ilk altı ayda iş bulabilme oranı yüzde 67,1. Dördüncü sırada fizyoterapi geliyor. Bu bölümden mezun olanların ilk altı ayda iş bulma oranı yüzde 57,8 gibi kuvvetli bir akılda kalıcılığa sahip. Beşinci sırada yer alan hemşirelik bölümü için de veriler ortaya konmuş. Mezun hemşirelerimizin ilk altı ayda yüzde 56,8 oranla iş bulabildiği görülüyor. Hemşirelikte kamuda iş bulma olasılığı ise yüzde 50 gibi hatırı sayılır bir orana sahip. Yedinci sırada psikolojik danışmanlık var.
Son yılların gözde bölümünün ilk altı aylık sürede iş bulabilme oranı yüzde 55,9. Ve onuncu sırada da yine Sağlık Hizmetleri yer alıyor. Görüldüğü üzere Türkiye'de kolay iş bulan ilk 10 mesleğin yedisi sağlık profesyonelliği.
Üniversitemiz; lisans, ön lisans ve lisansüstü programlarını açarken devlet ve özel sektörde sağlık profesyoneli ihtiyacını gözeterek planlama yapmaktadır. Bu nedenle mezunlarımızın kamu veya özel sektörde iş bulmayla ilgili sorunları yok denecek kadar azdır.

Hocam, öğrencilerinizin staj yeri bulma sorunu var mı?
Afiliye olduğumuz hastaneler 70.000 yatak kapasitesine sahip olup aynı zamanda tüm öğrencilerimizin staj, uygulama dersi ve intörnlük dönemlerini geçirecekleri uygulama hastaneleridir. Öğrencilerimizin hastane stajlarını bizzat planladığımızdan, Üniversitemizi tercih ederek yerleşen öğrencilerimizin staj yeri bulma kaygısı yoktur.

Yorumlar (0)