Kamuoyunda, 01 Ocak 2017 ile 24 Mayıs 2017 tarihleri arasında yaklaşık 110–115 çocuk gebeliği vakasının savcılık veya emniyet birimlerine bildirilmediği yönündeki iddialar üzerine başlatılan yargılama sürecinde mahkeme kararını açıkladı.
Mahkeme; suçu bildirmeme suçunun oluşabilmesi için kamu görevlisinin resen soruşturulması gereken bir suçu görevi sırasında somut olarak öğrenmiş olmasının gerektiğine dikkat çekti. Kararda, bildirim yükümlülüğünün öncelikle gebeliği bizzat muayene ederek tespit eden sağlık mesleği mensuplarına ait olduğu vurgulandı.
Gerekçeli kararda, idari pozisyonlarda görev yapan yöneticilerin, doğrudan muayene ve gebelik tespiti yapmadıkları sürece, yalnızca görev unvanı nedeniyle otomatik cezai sorumlulukla sorumlu tutulamayacağı belirtildi. Özellikle yabancı uyruklu hastalar bakımından yaş tespitinin her zaman net yapılamadığı, bu nedenle kasıt veya ihmali gösteren kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı ifade edildi.
Bu değerlendirmeler doğrultusunda mahkeme, Türk Ceza Kanunu’nun 279/1 ve 43/1. maddeleri kapsamında sanıkların cezalandırılmalarını gerektirecek nitelikte delil bulunmadığına hükmetti ve başhekim yardımcısı Akif Akça ile sosyal hizmet uzmanı hakkında ayrı ayrı beraat kararı verdi.
Kararın, çocuk gebeliği vakalarına ilişkin bildirim süreçlerinde hukuki sorumluluğun sınırlarını göstermesi bakımından sağlık camiası ve kamuoyu açısından önem taşıdığı değerlendiriliyor.

