Akciğer Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Ülkemizde ve dünyada hızla yaygınlaşan akciğer kanseri nedir? Akciğer Kanserinin Nedenleri Nelerdir? Akciğer Kanserinin Belirtileri Nelerdir? Akciğer Kanserinde Erken Tanı İle Kanser Önlenebilir mi?

SAĞLIK 23.02.2021, 20:21 01.11.2021, 13:23 Ahmet Balcı
Akciğer Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Sağlık Bilimleri Üniversitesi öğretim üyesi, göğüs cerrahisi uzmanı Prof. Dr. Cansel Atinkaya Baytemir akciğer kanseri hakkında en çok merak soruları Tıbbiye Bülteni okurları için yanıtladı.

Akciğer kanserinin belirtileri nelerdir?

Akciğer kanserine özgü bir belirti yoktur. Hiçbir şikayet olmadan 10 cm’lik bir kitle tesadüfen çekilen filmlerde saptanabilir. Bu yüzden ‘Benim hiçbir şikayetim yok. Bende birşey yok’ deyip doktora gitmemek son derece yanlış bir durumdur. Hastalarımızın çoğunda, özellikle yaşlı kişiler şikayetlerinin olmamasını bir övünç kaynağı gibi göstermektedir. Şikayetiniz olmadığı için doktora gitmemek, rutin sağlık kontrollerini yaptırmamak son derece yanlış. Herhangi bir şikayet olmadan da akciğerde kitle olabilir. Özellikle bu pandemi döneminde  hastanelere kişiler gitmekte çekiniyorlar. Ancak önlemlere dikkat etmek koşuluyla özellikle herhangi bir şikayeti olan ve 40 yaş üzeri kişilerin belirli aralıklarla -en azından akciğer röntgeni çektirmek üzere- kontrollerine gitmesinde fayda var. Genelde gözlenen şikayetler ise öksürük, kanlı balgam, nefes darlığı veya ıslık tarzında nefes alıp verirken ses çıkarma, güçsüzlük, yorgunluk, iştahsızlık, ateş, göğüs, kemik ağrıları veya omuz ağrılarıdır.

Akciğer kanserine yakalanmayı tetikleyen faktörler nelerdir?

Akciğer kanserlerinin %80’inden fazlasında –şimdiye kadar en önemli belirlenen etken- sigara kaynaklıdır. Tütünde bulunan potansiyel karsinojenler arasında aromatik hidrokarbonlar, nitrozaminler ve arsenik bulunmaktadır. Sigara içerisinde 4000’e yakın kimyasal ürün mevcuttur. Sigaradan bahsederken nargile içimi de unutulmamalıdır. Nargile ağır metaller içeren, en az sigara kadar vücut için tehlikelidir. Tütün kullanımı dışında hava kirliliği, radyasyon (özellikle radon gazı) ve asbest maruziyeti de diğer risk faktörlerindendir. Uzun süreli dumana maruz kalma, örneğin itfaiyecilerdeki maruz, kömür dumanı, endüstriyel gaza ve kimyasal soluma, kuru temizlemedeki kimyasallar, daha önceki akciğerde geçirilen enfeksiyonlar, ailesel olarak kansere yatkınlık risk faktörlerindendir. Önceden geçirilen enfeksiyonlardan özellikle akciğer tüberkülozu akciğer de iz bırakmışsa ömür boyu hastalar takipte kalmalıdır. Kronik tıkayıcı akciğer hastalığına sahip kişiler de mutlaka takiplerini aksatmamalıdır.

Daha çok hangi yaş grubundaki insanlar akciğer kanserine yakalanıyor?

Sigara içiminin artmasından dolayı ve hava kirliliği olan bölgelerde akciğer kanseri görülme sıklığı 40’lı yaşlara kadar düşmüştür. Genellikle sigara içen ve/veya bırakmış 40 yaş üzeri kişilerde gözlenmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde akciğer kanserli hastaların yarısı 65 yaş ve üzeridir.

Akciğer kanserinin tedaviye yanıt verme oranları hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Akciğer kanseri dört dönem olarak değerlendirilmektedir.  Erken evrelerdeki tedavisi ameliyatla kanserli bölgenin çıkarılmasıdır. Erken evrelerde ameliyat olabilen hastaların beş yıllık yaşam şansı ortalama %60-80 arasındadır. İleri evrelerde ise hastalara kemoterapi, kanserdeki genetik çalışmalara gore hedefe yönelik tedaviler, immünoterapi ya da kemoterapi ile birlikte radyoterapi verilmektedir. İleri evrede rastlanan akciğer kanserli hastaların beş yıllık sağkalım oranları daha düşük oranlardadır.

Akciğer kanserine yakalanma riskini azaltmak ya da tamamen yok etmek için özellikle tüketilmesi gereken besinler nelerdir?

Böyle bir öneriyi kesin bir dille ifade etmek zordur. Bu öneriyi ispatlayacak belirli bir besin araştırması yoktur. Tüm diğer hastalıklarda olduğu gibi yağlı beslenmeden, katkılı ürünlerden kaçınılması önerilir.

Akciğer kanserinden korunmanın yolları nelerdir?

En önemli korunma yolu sigara ve benzeri tütün ürünlerinden kaçınılmasıdır.

Fiziksel aktivitelerin bu hastalığa faydaları var mı?

Fiziksel aktivite tüm vücutta stres oranını azaltır ve bağışıklık sisteminde güçlenme sağlar. Dolayısıyla tüm hastalıklarda dolaylı olarak fiziksel aktivitenin faydası vardır. Toplumumuzda çocukluktan başlayarak fiziksel aktiviteler bir yaşam biçimi olarak kazandırılmalıdır. Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda motive edici çalışmaları mevcut.

Tedavi sürecinde hekim hasta ilişkisi nasıl devam etmeli?

Ülkemizde en önemli eksikliklerden biri akciğer kanserli hastaların psikososyal durumlarının ihmal edilmesidir. Akciğer kanseri birçok branşın birarada müdahele edilmesi gereken bir hastalıktır. Dolayısıyla hasta çeşitli hekimlerle karşılaşmaktadır. Her hekimin diğer hekimlerle arasındaki işbirliği ve iletişimi devam ederken hasta ve hastanın tedavi süreci, yakınlarının ve kendisinin psikososyolojik durumlarının bir bütün olduğu asla unutulmamalıdır. Ülkemizde az sayıda merkezlerde kanserli hastalara psikososyal yaklaşımı sağlayan birimler vardır. Klinikte hastayı değerlendiren hekimlerin hastaya ve hasta yakınlarının desteğinin yanısıra bu desteğin aslında bu tür merkezlerde profesyonel anlamda da sürdürülmesi gerekmektedir. Her kanserli hastanın ilaç desteği dışında psikososyal destek alması temel sağlık hizmetlerinden birisi olmak zorundadır. Bu hastalık süreci son derece zorlu, karışık, yıpratıcı ve yorucu bir süreçtir. Hastayı ilk değerlendiren hekimlerin de yetersiz olduğu birçok durumla karşılaşılmaktadır. Bu yüzden psikolog, psikiyatrist, sosyolog, uzmanlaşmış hemşirelerin olduğu merkezler zorunlu bir hale getirilmelidir.

Bir psikolog değilsiniz ama kanser hastalarıyla olan psikolojik süreçleri nasıl yönetiyorsunuz ?

Bu sorunun bir açıdan yanıtı yukarıdaki sorunun yanıtında mevcut. Bir hekim her hastasında sabırlı, anlayışlı ve doğru yönlendirme yapabilen bir hekim olmalıdır. O günkü stresini, zaten psikolojisi alt-üst, ölüm korkusu yaşayan birine ek travma yaşatacak şekilde yansıtmamalıdır. Bu süreç çok hassas bir süreçtir. Hekim mutlaka empati yapabilmelidir. Keskin ve kısa cümlelerle geçiştirmek hastaların endişesini arttırmaktadır. Stres zaten hastalığın gidişatında hastalığı olumsuz etkileyen bir faktördür. Hastaların tedavi sürecindeki stresini azaltarak da katkıda bulunmak zorundayız.

Akciğer kanseriyle ilgili gözlemleriniz nelerdir?

Belirli bir yaşın üzerindeki hastalar ameliyat olmaktan korkuyorlar. Geleneksel bir anlayışla ‘Ben bu yaşıma kadar yaşadım. Daha ne göreceğim’ anlayışı toplumumuzda azımsanmayacak bir orandadır. Bir de hastalarda akciğer kanserine bıçak vurulursa azar gibi bir inanış da mevcuttur. Bu bakış açıların her ikisi de yanlıştır. Akciğer kanserinde günümüzde hala en iyi tedavi şekli ameliyattır. İlk üç evrede tüm Dünya’da olduğu gibi ameliyat en iyi seçenek olarak devam etmektedir.

Yorumlar (0)