Yenidoğan tarama testleri ile birçok hastalık önlenebiliyor

Dünyaya yeni gelen her bebeğe, potansiyel hastalıklarını tespit etmek için testler yapılıyor. Bu sayede önemli hasarlara sebep olabilecek pek çok hastalık henüz belirtileri bile ortaya çıkmadan tespit edilerek çözüm yoluna gidiliyor.

GENEL 04.08.2022, 14:14 04.08.2022, 17:24
Yenidoğan tarama testleri ile birçok hastalık önlenebiliyor

Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın Yenidoğan Tarama Programı kapsamında bebeklere fenilketonüri, konjenital hipotiroidi, biyotinidaz eksikliği, kistik fibrozis, konjenital adrenal hiperplazi ve spinal müsküler atrofi (SMA) hastalıklarının tespitine yönelik test yapılıyor. Topuk kanı ile birçok hastalık erken teşhis edilebilirken, topuk kanıyla beraber görme, işitme ve gelişimsel kalça taraması da yapılıyor. Bebekler mutlaka hem görme hem de işitme testinden geçiyor. Birinci aydan itibaren de kalça ultrasonografisi yapılarak gelişimsel kalça displazisi olup olmadığı tespit ediliyor.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. Merih Çetinkaya, "Toplumda sık görülen özellikle erken dönemde belirli bir semptom ve belirti vermeyen ancak tedavi edilmediği zaman kalıcı sekel (doku bozukluğu) bırakan ya da ölümcül seyreden bazı hastalıklar var. Erken tanı ve tedaviyle hem bu hasarın hem de ölümün önlenebileceği hastalıklar için yenidoğan tarama programı geliştirildi. Asıl amacımız hastalıkları belirti vermeden tespit edip erken tedaviye giderek beyin hasarı başta olmak üzere, organ hasarları ve daha da önemlisi ölümü önlemek" ifadelerini kullandı.

ZEKA GERİLİĞİNİN ÖNÜNE GEÇİLEBİLİYOR

Çetinkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu hastalıklarda fenilkotenüri ve hipotiroidi başta olmak üzere erken tanı ve tedaviyle zeka geriliğinin önüne geçiliyor. Ve diğer organlardaki kalıcı hasarı da en aza indiriyorsunuz. Bebeğe gerçekten hastalıksız ve sekelsiz bir yaşam sunarak hayat kalitesini artırıyorsunuz. Ne kadar erken teşhis konulursa ve tedaviye ne kadar erken başlanırsa o kadar yüz güldürücü olduğunu biliyoruz. Biyotinidaz eksikliği, kistik fibrozis, SMA ve konjenital adrenal yetmezlik gibi diğer hastalıklar için de, hastalık gelişmeden tanı konulduğu takdirde tedavi edilme başarısı o kadar yüz güldürücü olacak.

SMA HASTALARI İÇİN DE TARAMA BAŞLATILDI

Prof. Dr. Çetinkaya şöyle devam etti: "Dünyada çok farklı hastalıklar taranabiliyor ama biz genellikle metabolik hastalıkları ilk olarak hedefliyoruz. Çünkü bu hastalıkların bulgu ve belirtileri erken dönemde çok belli değil. Yani bebekte diğer hastalıklarla karışabilecek bir tablo. Onun için eğer ülkemiz bazında bahsedecek olursak fenilketonüri, biyotinidaz eksikliği, hipotiroidi ve kistik fibrozis denilen hastalıklar eskiden beri taranmaya başlayan hastalıklardı. Şimdi konjenital adrenal yetmezlik ve SMA hastalığı için de tarama programı başlatıldı."

Bebek doğduktan sonra yapılan tarama testlerinde sürece ilişkin bilgi paylaşan Çetinkaya, "Normal yolla dünyaya gelenler 18-24 saat sonra, sezaryenle doğanlar ise 24 ila 48 saat arasında en geç taburcu oluyor. Bebeğin taburculuk sırasında topuğundan alınacak birkaç damla kan örneği özel bir kağıda emdirilerek test yapılıyor. Bebek için herhangi bir sıkıntı ve zararı olmayan aksine çok faydaları olan bir tarama örneği" dedi.

TESTLER YAPILDIKTAN SONRA SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?

Topuk kanı alındıktan sonraki sürece de değinen Çetinkaya, "Her hastane zaten taburculuk öncesi topuk kanı almakla yükümlü. Zaten uygun koşullarda alınıyor, saklanıyor ve yine uygun koşullarda bakanlığın merkezlerine gönderiliyor. Bu örnekler sonuçlandığı zaman eğer anormal bir sonuç varsa mutlaka bakanlık tarafından aileye bir geri dönüş yapılıyor. Bazı hastalıklar ilk topuk kanı taramasıyla ortaya çıkmayabiliyor. Çünkü erken alınıyor. O zaman da bulgu vermeyebiliyor. Onun için biz mutlaka testin bir Aile Sağlığı Merkezi’nde tekrarlanmasını istiyoruz. Yani ilk kan alındıktan sonra sonuç negatif çıksa bile tekrarlanıyor. Ailelere sonucun negatif çıktığı durumlarda geri dönüş yapılmıyor. Ancak sadece pozitif olanların ailelerine mutlaka geri dönüş yapılarak Sağlık Bakanlığı tarafından bir üst merkeze yönlendirmeleri yapılıyor. Özellikle erken doğan prematüre bebeklerde, hastanede yatmış, kan değişimi yapılmış bebeklerde test tekrar edilebilir. Hiçbir şey yapılmayan bebeklerde bile mutlaka doğduktan 10 ila 14’üncü günleri arasında ikinci bir örneğin alınmasını istiyoruz" diyerek açıkladı.

Sağlık Bakanlığının konuya ilişkin oluşturduğu algoritmadan bahseden Çetinkaya, testin pozitif çıkması durumunda neler yapıldığını şu sözlerle aktardı:

"Örneğin fenilkotenüri taramasına bakılıyor, tekrar kan örneği alınmasını gerektirecek bir sonuç çıktı. Tekrar kan örneği alınıyor onda da belli bir sınırın üstündeyse çocuk beslenme ve metabolizma kliniğine başvurarak ayrıntılı bir değerlendirilmesi planlanıyor. Aynı şey hipotiroidi için de geçerli. Eğer tarama laboratuvarında çıkan sonuç, belli bir değerin üstündeyse tekrar bir topuk kanı alınıyor. Ve orada hala yükseklik devam ediyorsa da uygun bir çocuk endokrinoloji kliniğine yönlendirilerek tanıyı kesinleştirecek testler yapılıyor. Eğer tanı konuyorsa uygun tedaviye başlanmış oluyor."

Yorumlar (0)