Gece saatlerinde yapay ışığa maruz kalmanın yalnızca uykuyu değil, genel sağlık göstergelerini de etkileyebileceğine dair bilimsel tartışmalar büyüyor. Araştırmacılar, özellikle mavi tonlu LED ışıkların melatonin salgısını baskılayabildiğini ve vücudu dinlenme yerine uyarılmışlık durumuna yaklaştırabileceğini belirtiyor. Bu durum, bazı bireylerde uykuya dalmayı zorlaştırabiliyor ve uyku kalitesini düşürebiliyor.
Tıp dergilerinde yayımlanan çalışmalar, gece ışığına maruz kalmanın kalp atım hızında artış, stres hormonu kortizolde yükselme ve metabolik göstergelerde değişikliklerle ilişkili bulunabildiğini bildiriyor. Uzmanlar, bu bulguların olası kardiyovasküler hastalıklar, depresyon ve metabolik sorunlarla bağlantılı olabileceğini, ancak neden–sonuç ilişkisinin her durumda kesin olarak kurulamayacağını vurguluyor.
Kış aylarında karın yansıtıcı etkisi ve kısa gün ışığı süreleri nedeniyle gece parlaklığının artmasının bu olası etkileri güçlendirebileceği ifade ediliyor. Araştırmacılar, ışık kirliliğinin yalnızca çevresel değil, aynı zamanda bir halk sağlığı meselesi olarak da ele alınmasının önemine dikkat çekiyor.
Bilim insanları, riskleri azaltmak için pratik önerilerde bulunuyor: daha sıcak tonlu ampuller tercih etmek, gece ışıklarını kısma özelliği olan sistemler kullanmak, ışıkları doğrudan göz hizasına gelmeyecek şekilde konumlandırmak ve yatmadan bir süre önce parlak ekranlardan uzak durmak bu öneriler arasında yer alıyor. Uzmanlara göre basit düzenlemeler, uyku hijyenini ve gündüz uyanıklığını olumlu yönde destekleyebilir.
Yetkililer, özellikle çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireylerin gece ışığına maruziyet konusunda daha dikkatli davranması gerektiğini, şikayetleri olan kişilerin ise hekim görüşü almalarının yararlı olacağını belirtiyor.